İnsan neyle yaşar – Tolstoy


2

Bu kitabı ilk kez orta okulda okumuştum ve şu cümle beynime kazınmıştı: ”Seven insan Tanrı’nın, Tanrı da onun içindedir. Çünkü Tanrı sevgidir”.

Kazınmıştı çünkü o dönem yaşadığım ülkede din yasaktı. Din yasaktı, ama Rus edebiyatını okumak zorunluydu 🙂

İyi ki de zorunluymuş. Çünkü Rus edebiyatı benim hayatımı fazlasıyla etkileyen, şekillendiren en iyi arkadaşım oldu. Hala da öyle.

Bu kitabı tekrar okumak aynı zamanda bana edebiyatının gücünü de bir kez daha hatırlattı.

”Edebiyat bir saniyede zihne kazılmalıdır” der Çehov.

Benim için Rus edebiyatı, çocukken damarlarıma enjekte edilen bir uyuşturucu gibidir 🙂 Bir kez enjekte edildi, ama etkisi ölene kadar devam edecek 🙂

Yazdıklarımda da etkisi sonuna kadar devam edecek. Çocukluğumda ve gençliğimde en büyük hayalim, Çehov, Tolstoy, Dostoevski… gibi yazmaktı 🙂

Neyse dönelim ”İnsan neyle yaşar” kitabına.

Tekrar okumak bana ilaç gibi geldi. Tanrı sevgisini, insan sevgisini büyüleyici bir dille anlatan Tolstoy’a tekrar aşık oldum 🙂

Hayatın içinden, günümüzde de mevcut olan insan tiplerinin hırslarını, doyumsuzluklarını ve kurnazlıklarını önümüze sererken; acı çekerek, kaybederek, hatta ölerek öğrendiklerini ve öğrettiklerini de kulağımıza fısıldıyor.

Bu defa beynime şu cümle kazındı: ”İnsan öldürmek kolay, ama kan ruhuna da sıçrar. İnsan öldürenin ruhu kanar”.

Belki bir gün oturup, bu cümle etrafında dönen bir öykü yazarım 🙂

”İnsana çok toprak gerekir mi” adlı öyküyü herkesin okumasını isterdim.

Ölümün nefesini burnunun dibinde hissetmesine rağmen, daha çok toprak sahibi olma isteğini bastıramayan Pahom’un hikayesi şu cümleyle bitiyor: ”Uşak küreği aldı, tam Pahom’a göre bir mezar kazıdı. Üç arşınlık toprak yetti Pahom’a”.

Bu okuyuşumda en çok ”İlyas” öyküsünü sevdim. Sitemde de paylaştım. Okumak isteyen siteme bakabilir 🙂

Okumadıysanız okuyun. Okuduysanız da tekrar okuyun 🙂 🙂


Like it? Share with your friends!

2
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir