Kütüphaneler


0

Benim en huzurlu ve en mutlu olduğum yerlerdir…

Kitapların büyülü dünyasında dolaşırken kendimi bir kuş kadar özgür hissediyorum. Onlara baktıkça daha rahat ve derin derin nefes alıyorum 🙂

Biliyorum ki, dokunduğum her kitabın, her sayfasında umutlarımı hareketlendirecek şeyler var 🙂

Her kitabı, sürprizlerle dolu, büyülü bir dünyaya açılan bir pencere gibi görürüm. Kendimi bildim bileli de, beynimdeki pencereleri çoğaltabilmek için elime geçen her şeyi okurum 🙂

Okumak benim için nefes almak gibidir…

Hiçbir şey okumadan geçirdiğim bir günü hatırlamıyorum. Olduysa da kesin sıkıntıdan çatlamışımdır 🙁

‘’Bir kitap, cepte taşınan bir bahçe gibidir’’ der bir Çin atasözü…

Benim çantamda da her zaman bir kitap vardır 🙂 Her fırsatta ve her yerde okurum ben…

Kuyrukta beklerken, otobüste, metrobüste ve her türlü yolculuklarda 🙂 Hatta yemek pişirirken bile 🙂 Gerçekten 🙂

Kahve pişirirken, çayın demlenmesini beklerken… En çok da pilavın ve makarnanın pişmesini beklerken birkaç satır bir şeyler okumaya severim 🙂

Okumak için ekstradan zaman kazanmış bir savaşçı gibi hissederim kendimi 🙂

‘’Benim kızımın çeyizi kitaplarıdır’’ derdi babam…

Bununla hem gururlanıyordu, hem de zaman zaman çıldırma noktasına geliyordu 🙁

Nasıl çıldırmasın ki?

Düşünsenize, öğlen yemeğini yerken kitap okumak isteyen bir çocuğunuz varsa, ne yaparsınız? Veya ailecek misafirliğe, ya da düğüne gittiğinizde (lise döneminde), herkes eğlenirken, sizin çocuğunuz masanın örtüsü altında sakladığı kitabı okumaya çalışıyorsa ne yaparsınız?

Herkes bu halimi garipserdi ve babam da doğal olarak kızardı bazen bana 🙁

Benim sürekli kitap okumamdan en çok rahatsız olan küçük halamdı…

Her gördüğünde, ‘’Yeter, okuma bu kadar! Kör olacaksın! Sonra koca bulup, evlenemezsin!’’ derdi.

Yirmili yaşlarımda ilk gözlüğümü takmaya başladığımda, çok üzülmüştüm ve halamın söyledikleri daha çok canımı acıtmaya başladı 🙁

Aradan yıllar geçti…

Gözlükler değiştikçe değişti. Bazen okumaktan gözlerim kan çanağı gibi oldu, ama ben kitap okumaktan vazgeçmedim 🙂

Halamın kehaneti de tutmadı 🙂

Evlendim 🙂 Üstüne üstlük kendim gibi kitap okumayı seven, gözlüklü bir koca buldum 🙂

Kütüphaneler demiştim…

Çok üzüldüğümde, kendimi mutsuz, yalnız ve kaybolmuş hissettiğimde, huzur bulduğum yerlerdir 🙂

En iyi dostlarım, sırdaşlarım ve öğretmenlerim arasında dolaşarak, kendimi bulup, hayatıma devam etmeye güç toplarım 🙂

‘’Ben cenneti hep bir tür kütüphane gibi hayal ederim’’ demiş Borges.

Onun bu sözüyle şimdilik noktalıyorum bu konuyu. Ya da bir başka yazıda devam etmek üzere virgül koyuyorum 🙂

Çünkü kitap ve kütüphaneler aşkımı anlata anlata bitiremem ben 🙂 🙂 🙂

 

 

 


Like it? Share with your friends!

0
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir