Seni Öldürmekten Korkuyorum


0

Karşıma çıkmandan çok korkuyorum…

Yoo, senden korktuğumdan değil. Kendimden korkuyorum.

Görürsem boğazına sarılıp, seni öldürmekten korkuyorum.

Tam yirmi yıl oldu senden boşanalı ve seni görmeyeli.

Şeytan görsün yüzünü. Çünkü ben görürsem gerçekten yapabileceklerimden korkuyorum…

Tam yirmi yıldır bana verdiğin zararı tamir etmeye çalışıyorum. Yüreğimde ve bedenimde açtığın yaraları iyileştirip; seni ve seninle yaşadıklarımı unutmak için elimden geleni yapıyorum.

Ama unutamıyorum…

Gözlerimi kapattığımda sen karşıma dikiliyorsun ve o sonu gelmeyen kıskançlık krizleri başlıyor.

Sürekli beni sevdiğini, herkesten, her şeyden, uçan kuşlardan bile kıskandığını tekrarlayıp duruyorsun.

Konuşuyorsun… Konuşuyorsun… Sonra da bana saldırıyorsun.

Canımı acıttığını fark edince de ayaklarıma kapanıp, ağalamaya ve özür dilemeye başlıyorsun.

Tam yirmi yıldır her gece aynı rüyayı görüyorum.

Sabah uyandığımda ise seni yatakta yanımda bulmaktan çok korkuyorum. Çünkü seni bulursam öldüreceğimi biliyorum.

Evliliğimiz ancak sekiz ay sürmüştü. Bir sene bile değil… Ama bir ömre bedel acılar çektirdin bana.

O sekiz ay içerisinde iki kez hastanede yattım, 7-8 kilo verdim.

Stres ve korku kaynaklı mide ağrılarım ülsere dönüştü.

Sevgiye inancımı, insanlara güvenimi yitirdim. Yaşamak bile umrumda değildi.

Birkaç kez intihar etmeyi bile denedim.

Senden kurtulmak ve bu işkence dolu hayatımı noktalamak istedim. Ama başaramadım.

Beni o intiharlardan da kurtaran sen oldun…

Aslında acınacak bir adamdın.

Kendini sevmediğin ve kendine güvenmediğin için adam gibi sevemiyordun ve sürekli yanımda olmana rağmen aldatılma fikri beynini kurcalayıp, seni delirtiyordu.

”..Ben senin aldığın nefesi bile kıskanıyorum..” derdin.

Sana yardım etmeyi hiç denemedim. Kendimi korumaya çalıştım.

Kıskançlık krizleri sırasında bana saldırdığında bir tarafım kırılmasın, vücudumda kalıcı hasar kalmasın diye elimden geleni yaptım.

Evin dışına çıktığımızda ise çok dikkat ederdim. Krizlerini tetikleyecek bir şey olmasını istemezdim.

Rezil olmamak için olağanüstü çaba sarf ettim. Özellikle de aileme karşı…

Dayandım… Dayandım, ama bir sabah aynada morarmış gözümü ve yüzümü görünce doğru adli tıbba gidip, rapor aldım.

Boşanma davası açtım ve o raporun sayesinde anında boşandım.

Sen boşanmamak için elinden geleni yaptın.

Mahkemede hiç utanmadan herkese karşı ağladın. Af dileyip, bensiz yaşayamayacağını diz çöküp haykırdın.

Çok aciz görünüyordun. Sana acıdım, ama bir o kadar da utandım.

Utandım, çünkü senin gibi dengesiz bir insanın hayatıma girmesine izin vererek kendi hayatımı kendi elerimle mahvetmiş, sağlığımı da çöpe atmıştım.

Hatırlar mısın, en son görüştüğümüzde sana neler söylediğimi:

”..Sakın bir daha karşıma çıkma! Seni bu dünyada değil, öbür dünyada bile görmek istemem.Mezarıma bile gelsen, dirilir seni öldürür ve huzur içinde tekrar ölürüm. Hesabını da Allah’a veririm..” demiştim.

Söylediklerimde samimiydim. Hala da öyle düşünüyorum.

O yüzden de seninle karşılaşmaktan korkuyorum…

Zaten seninle karşılaşmamak için yaşadığım şehri bile terk ettim.

Başka bir şehirde, başka bir hayat kurmaya çalıştım.

Sayende yüreğim yıllarca sevgiye değil kapalı, kilitli kaldı.

Tam yirmi yıl insanlara güvenemedim, yanıma hiç kimseyi yaklaştırmadım.

Senin yüzünden çocuk sahibi bile olamadım.

Senin gibi bir çocuk dünyaya getirmekten korktuğum için.

Senin yüzünden bir de mide kanseri oldum.

Çok zor tedaviler gördüm. Özellikle de kemoterapiler sırasında ölüp ölüp dirildim.

Her kendime geldiğimde seni bulup, öldürmek istedim. Yirmi yıl çektiğim bu acıların bedelini sana ödetmek için.

Hatta sırf seni öldürebilmek için kanserle savaştım, direndim ve iyileştim.

Sana acı çektirdiğimi ve öldürdüğümü hayal ederek direnme gücü buldum.

Ama tedavini sonunda bir mucize oldu.

Yirmi sene sonra kanserle savaşırken, hastane koridorlarında hiç aramadığım halde hayatımın aşkını buldum.

Sevilmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu anladım ve bir insana nasıl güvenebileceğimi öğrendim.

Çok mutluyum! Seviyorum, seviliyorum…

Yaşıyorum ve yaşamak istiyorum kansere ve her şeye rağmen.

Çocuk bile doğurmaya niyetim var!..

O yüzden şimdi seninle karşılaşmaktan daha çok korkuyorum.

Senden korktuğum için değil… Kendimden korkuyorum…

Şu an yaşadığım mutluluğun tadını kaçırıp, huzurumu bozmandan korkuyorum.

Seni görünce kendimi tutamayıp, boğazına sarılmaktan ve seni öldürmekten korkuyorum…


Like it? Share with your friends!

0
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir