Kendi Ölümünü Yazan Felsefeci
”Ameliyatımı icra ettim, hiç bir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geriye savdım. Bereket versin...
”Ameliyatımı icra ettim, hiç bir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geriye savdım. Bereket versin...
”Yalnız kalmak istiyordu, kalabalıktan kaçmak istiyordu. Oysa o çevrede yalnız kalınmazdı. Yalnız kalabilmenin tek yolu varlığını ortadan kaldırmaktı” Cesar Pavese bu kitabında, ölüm mutluluğun anahtarı...
“Kendimi devrilmek üzere olan, kurumuş bir ağaç gibi hissediyorum” diye mırıldandı kadın. Akan gözyaşlarını silmeye niyetlenmedi bile. Deniz kenarında bir bankta oturmuş, yağmur damlacıklarının denizin...
İnsanı yoran, hem de çok yoran bir kitap… O yüzden ben çok sevdim 🙂 Hayatın anlamını, insanları, ilişkileri, her şeyi sorgulamaya itiyor insanı… Ve düşünmek…...
”Kendimi, devrilmek üzere olan kurumuş bir ağaç gibi hissediyorum…” diye mırıldandı kadın. Akan gözyaşlarını silmeye niyetlenmedi bile. Deniz kenarında bir bankta okurmuş, yağmur damlacıklarının denizin...
”Ölüm bazen bir tutkuya dönüşür. Dinimiz bir yandan intiharı lanetler, bir yandan da ölümün insanı rahmete, huzura kavuşturan bir düğün gecesi olduğunu yüreğimize kazır” Ağır...
Okuduğum kitapta şu cümleyle karşılaştım: ”Kimi zaman intihar, güzelliğin ve gerçekliğin doruk noktasında vurulan bir mühürdür”. Önce tokat yemiş gibi oldum 🙁 Sonra anlamak için...
”İnsanlar hep mutluymuş gibi davranırlar. Dün gece televizyonda seyrettiğimiz film gibi” Bu kitabı ilk defa seksenli yılların sonuna doğru, Bulgarca okumuştum. Sevmemiştim. İçimi karartmıştı 🙁...