”Ölüm hepimize gülümsüyor! İnsanın yapabileceği tek şey ona gülümsemek! Yaşamak ise bir rüya gibidir! Korkunç bir rüya…”
2000 yapımı olan bu film Roma İmparatorluğun en parlak dönemini konu almış…
Dünya nüfusunun en az dörtte biri Sezar’ların hakimiyeti altında olduğu bir dönem 🙂
Ben, her halde savaş filmlerini pek sevmediğim için, gösterime girdiğinde seyretmemişim.
Büyük bir hata yapmışım 🙁
Çünkü çok etkileyici, her dakikası heyecan yaratan; savaş sahnelerinde köşeye sıkıştıran, dövüş sahnelerinde ise nefessiz bırakan ve en önemlisi de o dönemdeki entrikaların korkunçluğu ile bizi baş başa bırakan bir film.
Filmin bazı sahnelerinde, tiyatro oyunu seyrediyormuşum hissine kapıldım 🙂
Mesela: Markus Aurelius ile Maximusun konuşması ve en çok da Markusun Commodos ile konuşması…
Filmde beni en çok etkileyen sahneler de bunlar zaten 🙂
Ölmek üzere olam Sezar’ın hayatı ile hesaplaşması…
”Gelecekte dünya benden nasıl bahsedecek? Filozof olarak mı tanınacağım? Savaşçı olarak mı? Zorba olarak mı? Yoksa Roma’ya gerçek kimliğini geri veren imparator olarak mı?”
Yıllarca kan döküp, savaşmanın sonu felaket olduğunu düşündüğü için de, ölmeden önce son arzusu hakimiyeti Roma halkına iade etmek. Bunun için de Maximus’tan yardım istiyor…
Ama nefret içinde büyüyen oğlu Commodos’un durdurulmaz kini ve hırsı bunun gerçekleşmesini engelliyor.
Geçici süreliğine olsa da…
Sezar ile Commodos arasındaki konuşmayı uzun süre unutamayacağım 🙁
Commodos’un babasına söylediği şu cümle, aslında onun yapabileceklerinin işaretini de veriyor…
‘”Bende ne var ki, benden bu kadar nefret ediyorsun baba? Beni birazcık sevmiş olman için bütün dünyayı kılıçtan giçirebilirdim…”
Sezar’ın diz çökerek, ”Evlat olarak senin bütün hataların, baba olarak benim başarısızlığımdır” diyerek, sarılsa da, oğlunun nefretinden kurtulamıyor 🙁
Commodos gözünü kırpmadan babasını boğduktan sonra, sürekli kan dökerek, işkence ederek ve sürekli öldürerek, kendini halka sevdirmeye çalışıyor…
”Korku ve merak ! Çok güçlü bir birleşim. Onlara ölümü sunacağım ve onlar da beni bunun için sevecek!”
Zehirli bir yılan gibi, nefretiyle etrafındaki herkesi zehirledikten sonra, kendi kendini de zehirliyor 🙁
Kaybedecek bir şeyi kalmadığında ise, kendi ölümüne koşmaktan başka şansı da kalmıyor zaten…
Tek kelimeyle muhteşem bir film!
Senaryo, oyunculuk, çekim ve müzik süper!
Bence ders olarak incelenmesi ve tartışılması gereken bir film 🙂
Seyretmediyseniz, mutlaka seyredin derim 🙂
0 Comments