Gerçek dostluğu ve özgürlüğün bedelini anlatan bir film…
Bundan sonra ”Kelebek” filmi dendiğinde, aklıma hep şu cümle gelecek:” Bir insanın şeytani oyunlara karşı gösterdiği direnç gerçek karakterini ortaya çıkarır…”
1973 yapımı olan bu film, Henri Chariere’nin yazdığı ve kendi hayat hikayesini anlattığı kitabından uyarlanmış.
25 yaşındayken, suçsuz olduğu halde mahkum edilen Kelebek, Fransız Guyanasına gönderilir.
Mahkumların çok kötü koşullarda yaşadığı ve çok ağır şartlarda çalıştığı bu hapishaneden kaçmak imkansızdır.
Ama Kelebek girdiği günden itibaren, ölümü göze alarak kaçma planları yapmaya başlar.
Banker Dega ile sağlam bir dostluk kurar.
Öyle sağlam bir dostluk ki zaman zaman onu ele vermemek adına türlü türlü işkencelere katlanır 🙁
Bu filmin en önemli özelliği çok az diyalogla, çok şey anlatması bence 🙂
Çekimler o kadar güzel yapılmış ve müzik de o kadar güzel seçilip, kullanılmış ki, diyaloğa gerek kalmamış.
Bunu da özellikle 2 yıl hücre hapsine mahkum edilen Papıllon’un yaşadıklarının altını çizerken kullanmışlar.
Arkadaşını ele vermediği için açlığa ve dolayısıyla ölüme terk edilen Papıllon’un verdiği insan üstü savaşından etkilenmemek imkansız.
Beni özellikle de böceklerle beslendiği sahneler sarstı 🙁
Ölmek üzereyken o hücreden çıkarılan Kelebek, kendini toparlar toparlamaz yine kaçma planları yapar ve kaçar da…
Yine yakalanır ve yine hücre cezasına mahkum edilir. Üstelik bu kez 5 yıllık hücre cezası.
Beş yıl sonra da ”Şeytan adasına” gönderilince de kaçma planları yapmaya başlar.
”En fazla ölürüm” diyerek, hindistan cevizlerini bir torbaya doldurup, kendine bir sal yapar ve onunla adadan kaçar 🙂
Ve bu defa gerçekten kaçmayı başarır 🙂
”Sizi pislikler! Ben hala buradayım!” diye haykırarak, özgürlüğünü ilan ettiğinde 38 yaşındadır.
Özgürlüğe adanmış bu destanı seyrederken, en çok şu sahne veya bu sahne beni etkiledi diyemedim.
Çünkü baştan sona kadar bütün sahneler muhteşemdi 🙂
Çok sağlam bir kurgu ve nefes aldırmayan bir akış. En önemlisi de muhteşem bir oyunculuk söz konusu 🙂
Özellikle de Steve Mc Queen ve elbette ki Dustin Hoffman 🙂
Seyretmediyseniz, mutlaka seyredin derim 🙂
0 Comments