Bu filmi 13 Mayısta seyretmiştim…
Orta şekerli kıvamında olmuş, ama ben kahvemi sade severim 🙂
Evet, tüm hayvanların dilinden anlayan, sıra dışı bilim adamı Prof. Dr. Niyazi Gül’ü, sıra dışı hizmetçisi Hediyeyi,
Sultan Şahmerdanı ve kötü aşık Rıza Kabakos tiplemelerini ve o tiplemeleri canlandıran oyuncuları çok sevdim. Hatta Şebnem Bozoklu’ya bayıldım 🙂
Ama film muhteşem olmuş diyemeyeceğim 🙁
Çünkü film parça parça skeçlerden yapılmış. Parça parça kumaşlardan yapılan bir elbise misali…
Parçalar acemice birleştirilirse ve renkler aralarında uyum sağlayamazsa, kavga etmeye başlarlar. Kavga da kargaşaya sebep olur 🙁 O kargaşa da insanı yorar 🙁
Yani filmi seyrederken biraz eğlendim, ama eğlenirken sıkıldım 🙁
En sevdiğim sahne ise, Sultan Şahmerdan’ın yenilgisini kabul ettiği sahnedeki konuşma: ”Süveyda nedir bilir misiniz? Kalbinin içinde, tam ortasında küçücük bir nokta var derler. Bazı duyguların, günahların gizlendiği, küçücük bir sandık. Kalbin çekirdeği gibi. Aşk benden kaçtıkça kalbim öylesine küçüldü ki… Şimdi o kapkara sandığın içinde çarpıyor sanki…”
En çok da Kıza Kabakos karakterini sevdim galiba 🙂
Sevmesini bilmeyen, kırıp-dökerek, hatta döverek seven bir adam 🙁
Kendine isyan ettiği an süperdi: ”Sadece iyiler mi sever? Sadece sizde mi kalp var? Kötüler de sever!”
Bu filmde Şebnem Bozoklu’yla birlikte, Levent Ülgen’in de oyunculuğu fazlasıyla artı puan kazandı bence 🙂
Dediğim gibi orta şekerli kıvamında olmuş, ama seyretmeseydim üzülürdüm 🙂
0 Comments