Bu filmi tam da tekrar doğuş konusunu irdeleyen bir kitap okurken seyretmiş olmam enteresan bir tesadüf 🙂
Hemen hemen herkes gibi ben de ölüm ve ölüm ötesi konularında kafa yoran bir insanım.
Net bir fikrim var mı? Hayır! Kimsenin de olmaz zaten. Bilimin bile tıkandığı bir noktada, ancak varsayımlar söz konusu olabilir…
”Ölümün sırrını çözmedikçe hayattaki hiçbir hareketin ve faaliyetin anlamı yoktur” diyor Tolstoy.
Ama bugüne kadar ölümün sırrını kimse çözememiştir.
Birçok araştırma yapılmıştır, yapılmaya da devam edilecektir elbette ki…
Ama bu araştırmaların hepsi bir aşamaya geldikten sonra tıkanıyor 🙁
O noktada da Tanrıcılık oynama noktası oluyor ve o noktada yaşanan ve yaşanabilecek her şey dehşet verici derecede korkutucu olabiliyor…
Film de zaten tam o noktada yaşanabilecek şeyleri gözlerimizin önüne sermeyi amaçlamış 🙂
4-5 kişiden oluşan genç bir araştırma grubu, son derece donanımlı bir şekilde, ölen insanları yeniden diriltme konusunda deneyler yaparken, yavaş yavaş ilerleme kaydeder.
Her bilimsel araştırmada yapıldığı gibi, onlar da ilk önce hayvanlar üzerinde çalışırlar.
Ama bu çalışmalar sırasında, Zoe adındaki araştırmacı elektrik çarpması sonucu ölür.
Ölümünü kabullenemeyen sevgilisi ve ekip arkadaşları, belki kurtulur umuduyla, deneyi onun üzerinde kullanmaya karar verirler.
Zoe gerçekten kurtulur, ama kişiliği, algıları ve yetenekleri değişir. Değişince de korkunç şeyler yaşanır 🙁
Tanrıcılık oynamaya kalkan bu genç araştırmacılar, arkadaşlarından bir canavar yaratırlar ve o canavar da onların ve yaptıkları her şeyin sonu olur 🙁
Çekimler süper! Konu çok güzel işlenmiş! Zoe karakterini canlandıran Olivia Wilde’nin oyunculuğu sayesinde, bu filmi seyreden herkes zaman zaman koltuğunda korkudan kıvrandığı kesin 🙂
Evet, Ölüm… Ölüm ötesi…Diriliş…
Galiba yaşarken bunu öğrenme şansımız yok. Ölünce öğreniriz…
Ama dönüp, olanları anlatma şansımız şimdilik yok gibi görünüyor 🙂
0 Comments