Okuduğum kitap bana üniversite yıllarında yaşadığım bir olayı hatırlattı…
Marmara Üniversitesinden bahsetmiyorum.
Malum bu aralar, Bulgaristan ziyaretinden sonra, oradaki anılarımla haşır neşirim 🙂
Orada mezun olduğum Varna Sağlık Enstitüsü söz konusu.
Neyse günlerden bir gün, çok sevdiğimiz bir hocamızı zorla 🙂 ikna ederek, Varna’daki Psikiyatri kliniğine gittik…
Üniversite birde dünyadan habersiz, hayaller peşinde koşarken, her şeyi merak eden 10 kişilik, çılgın bir gruptuk 🙂
Kendimizi pek normal saymadığımız için ve normal olmamak için elimizden geleni yaptığımız için her halde, başka bir bölümü değil, Psikiyatriyi merak etmiştik 🙂
Bazı uyarılar yapıldıktan sonra, korka korka koridorlarda dolaşmaya başladık.
Hastalar bize, biz hastalara uzaylı muamelesi yaparak geçirdik ilk dakikaları.
Derken ben, bütün uyarılara ve bazı yasaklara rağmen, pencere kenarında kendi kendine konuşan ve bağıran bir kadına yaklaştım ve kiminle konuştuğunu sordum.
Kadın irkildi ve bağırarak bana saldırdı 🙁
”O sensin! Sensin, değil mi?”
Kollarımdan tutmuş ve çılgınlar gibi beni sarsıyordu. Hiç kimsenin de yaklaşmasına izin vermiyordu.
Hocam bana kızgın kızgın bakıyor, kız arkadaşım ağlıyor; hastane personeli ise bana saldıran kadına yatıştırıcı iğne yapmaya hazırlanıyordu…
Çok korkmuştum, ama başımı sallayarak iğnenin yapılmasını engelledim 🙁
Ne yapmam gerektiğini düşünmeye çalışırken, kadın boğazıma sarıldı ve biraz sıkar gibi yaptıktan sonra yere yığıldı.
Ağzından köpükler saçarak, sayıklamaya başladı, ”Neden? Neden beni terk ettin anne? Nasıl kıyabildin bana?”
Anlaşılan 40-50 yaşlarındaki kadın beni annesine zannetmişti 🙁
Oysa ben sadece 18 yaşındaydım ve dünyadan habersiz, pembe bulutlar üzerinde dolaşmaktan başka bir şey bilmiyordum.
Kadının yanına yere oturup, tıpkı annemin bana yaptığı gibi, saçını okşamaya başladım 🙂
Sakinleşince kucaklaştık ve hiçbir şey olmamış gibi sohbet etmeye başladık.
Elimden tutarak, beni eğlence odalarına götürdü ve bütün arkadaşlarıyla tanıştırdı. Hepsi büyük bir coşkuyla yeteneklerini sergilediler 🙂
Sessizce onları seyrettim. Yüzlerindeki hikayelerine kendimi kaptırarak…
Çok güzel bir gün geçirdim.
Klinikten çıkarken de aslında normal insanların o klinikte yattığını, anormal insanların dışarıda dolaştığını düşündüm…
18 yaşımın verdiği o küçücük hayat tecrübesine rağmen bunu anlayabildim 🙂
Haklı olup, olmadığıma siz karar verin 🙂 🙂 🙂
0 Comments