Kendisiyle hiç karşılaşmadık, ama gazete sayfalarında hayat hikayesini okurken, yüreğime bir sıcaklık yayıldı ve onunla saatlerce oturup, sohbet etme isteği uyandı…
Eminin tanıştığımızda o da benden hoşalanacaktır. Çünkü aynı yolun yolcusuyuz, aynı tutkunun tutsaklarıyız 🙂
Habip Soydaş, 70 yaşında ve Gümüşhane’nin Ölektaş köyünde yaşıyor. İlkokul mezunu, ama 45 yıldır durmadan, usanmadan kitap okuyor.
Hikayesini okurken kendi hayatımdan da kesitler buluyorum sanki…
Çünkü kitap okumayı sevdiği için ona da kafir demişler, deli demişler… Ona daha da kötüsünü yapmışlar üstelik- kitaplarını yakmışlar.
Ama o da her şeye rağmen benim gibi kitap okumaya devam etmiş 🙂
Habip Soydaş kitapla 1960 yılında Almanya’ya çalışmaya gittiğinde tanışmış. Bakmış ki okada herkesin elinde kitap var ve her yerde kitap okuyorlar. Cahilliğinden utanmış ve o da kitap okumaya başlamış. Ama öyle bir başlamış ki kitap okumak onun için nefes almak gibi bir ihtiyaç olmuş…
Okumanın ne işe yaradığını sorduklarında ise:”Başkalarının fikirlerini kandi fikirlerinle kıyaslamaya yarar, kainatı tanımaya, çağ ile yarışmaya yarar” diyor.
Yıllarca biriktirip, severek okuduğu kitaplarını yaktıklarında ise :”Ben kendimi hayvanlara anlattım, ama insanlara anlatamadım. İnsanlar acımasız, dünya acımasız…” diyerek olanları sineye çekiyor. Ve yeni kitaplar alıp, okumaya devam ediyor 🙂
Ceketinin iki cebinde birer kitap ve bir de günlük gazeteyle dolaşıyor. ”Sabah, akşam fark etmez, fırsat bulduğum an okuyorum. Kitap okuyan herkese kitap alıyorum. Bir yere gittiğimde sohbet edecek kimse yoksa, hemen cebimdeki kitabı çıkarıp, okumaya başlıyorum…” diyor.
Yani ben, benden daha çok kitaplara sevdalanmış bu adamı nesıl sevmem…
Sevmenin ötesinde keşke onunla saatler, günler geçirebilsem…
Eminim ki ondan çok, ama çook şey öğrenirim.
0 Comments