‘’Aslında hayat yaşayamadıklarından değil, yaşadıklarından hatıralarında kalanlardır…’’
Bu cümle filmi ve aynı zamanda hepimizin hayatını özetleyen bir cümle 🙂
Hayatta bazen yıllarca özlediğimiz, hayallerini kurduğumuz şeyleri birkaç günde veya birkaç saatte yaşarız. Bir ömre değil, belki de birkaç ömre sığıdırılacak mutluluklar, kazançlar ve kayıplar…
Ve o kadar kıymetlidir ki o kısacık sürede yaşananlar 🙂
Tıpkı Tuba’nın 18 yaşına girmesine 15 gün kala, öldüğünü sandığı babasıyla karşılaşıp, yaşadıkları gibi…
Yürümeyen evliliklerin bedelini bazen çocuklar öder. Arada sıkışıp, kalırlar. Saçma sapan kavgalar yüzünden hayatları yarım kalır 🙁 Yaşayamadıkları mutluluklar yüzünden, boynu bükük büyür o çocuklar 🙁
Yönetmeliğini ve senaristliğini Hakan Haksun’un yaptığı bu filmde, ölüme beş kala bir babanın kızıyla yıllar sonra kavuşması ve yaşadıkları çok güzel bir dille anlatılmış.
Çekimler Şile, Ağva’da ve İstanbul’da yapılmış. Muhteşem mekanlar seçilmiş 🙂
Oyunculuğa gelince- Yetkin Dikinciler, yaralı, yüreği parçalanmış ve mutsuz bir babayı bundan daha iyi yansıtamazdı 🙂
Beden dilini ve özellikle de gözlerini çok iyi kullanan bir oyuncudur zaten…
Filmin bazı sahnelerinde tek bir bakışıyla bile beni derinden sarsıp, ağlattı 🙁 O gülümseyen yüzündeki gözlerdi yüreğime dokunan…
Kızı rölündeki Eda Ece de çok iyi bir oyunculuk sergiledi.
Filmi sevdim. Yüreğime dokundu… Tavsiye ederim 🙂
0 Comments