Neruda

Komünizm kokulu şiirlerle beslenmiş ve komünizmin çarkından geçmiş bir kazazede olarak, bu filmi seyretmem şarttı 🙂

Seyrettikten sonra da uzun zamandır her anlamda böyle nitelikli film seyretmediğimi düşündüm.

Nitelikli çünkü hikaye olağanüstü bir kurguyla ve şiirsel bir dille anlatılmış. Her karesi şiir kokulu ve şiir dolu diyebilirim 🙂

Pablo Neruda’nın hayatından sadece bir bölüm ele alınmış, ama kurgusal bir öykü çerçevesinde ve polisiye tadında anlatılmış. Öyle olması için de kurgusal bir karakter eklenmiş. Şairin kaçışı sırasında peşine düşen ve yakalama görevi sırasında ölen müfettiş Oscar Peluchonnerau.

Nerudaya karşı nefretle hayranlık arasında gidip gelen, onu yakalayabilmek için tanıyıp anlamaya çalışırken, kendi varlığını ve geçmişini de sorgulayan genç bir adam.

Bu genç adam sayesinde ve onun gözünden Nerudayı daha iyi tanıyıp, seviyoruz aslında 🙂

İkisi de çok inatçı ve kararlı. ikisi de bu kovalamacadan zevk alıyor. Oyun oynayan iki hırslı çocuk gibi , ölümle dans ediyorlar adeta. Kaybeden müfettiş oluyor. Onun ölüm sahnesi çok güzel çekilmiş.

Neruda ise zaman zaman şımarık bir çocuk gibi davranan, egosu yüksek, serüvenci, bütün tehlikelere rağmen oyun oynamayı sürdüren, ölümle dans ederken bile şiire tutunan, sürekli şiir yazan,  herkese şiiri sevdiren romantik ve çapkın bir adam. Onun neden, nasıl ve niçin sevildiği çok güzel anlatılmış.

Filmde beni en çok iki sahne etkiledi. İlki, randevu evinde Nerudanın bir travesti sanatçısıyla şarkı söylediği sırada ve sonrasında ona hissedilen ve gösterilen sevginin  boyutu. Özellikle de travestinin sorgulanırken Neruda için söyledikleri beni çok etkiledi.

Diğer sahne ise bir kutlama sırasında, emekçi bir kadının gelip Nerudayı öptükten sonra sorduğu soru: ”14 yaşından beri parti üyesiyim. 11 yaşından beri de burjuvaların tuvaletini temizliyorum. Komünizm geldiğinde sistem bana mı yakın olacak, sana mı?”

İtiraf etmeliyim ki o sahnede Neruda, ”Komünizm gelince hepimiz eşit olacağız” dediğinde kahkahalar atarak, ”Nayır, öyle olmayacak. Yalan!”diye bağırasım geldi. Bizzat yaşayarak bunun mümkünatı olmadığını bildiğim için 🙂

Çok güzel bir film. Seyredin derim 🙂