Alışılmamış bir şeyden çekinmek ve kaçınmak çok doğal bir durumdur ve sadece yetişkin insanlarda görülmez…
Yeni doğmuş çocuklarda ve hayvanlarda da vardır. Kendini koruma özelliği çoğunlukla bu durum sayesindedir.
Mesela bir köpek ya da kediye bilmediği bir yiyeceği verecek olursak, her şeyden önce iyice koklamadıktan ve bir kaç kez dilinin ucuyla dokunmadıktan sonra yemek istemez.
İnsanlarda yeniliğe kişisel çıkar engel olmasa bile, ”Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olurum” korkusuyla, bilinmeyen bir şeyi kolaylıkla kabul etmemek, doğal ve tedbirli bir harekettir.
Ama tedbirli olmak başka bir şeydir, inatla yeniliklere direnmek, hatta düşman olmak başka bir şeydir…
Edebiyat alanında yenileğe en çok düşman olanlar yaşlılar; en çok ilgi duyup rağbet gösterenler gençlerdir. Bunun sebebi de çok açıktır 🙂
Yaşlılar gençliklerinde bir yol seçmişlerdir, o yıolda az çok yaşıtlarına üstün gelerek ün kazanmışlardır. Yürüdükleri bu yolun boş olduğunu kabul ederlerse, bunca emekleri boşa gidecektir ve yeniden başlamak zorunda kalacaklardır. Bu da kolaylıkla kabul edilir özverilerden değildir…
Gençlerin önünde ise biri eski, diğeri yeni olmak üzere iki yol bulunur. Bir özveride bulunmadan hangi yolu doğru bulurlarsa, onu seçekler. Burada direnme söz konusu değildir 🙂
Kabul ettirilmek istenen bir düşünce, ya doğrudur ya yalnış. Doğru ise, bunun doğru olduğu inandırıcı kanıtlarla ortaya çıkıncaya kadar tedbirli olmakta sakınca yoktur.
Ama gerçeğin şiddetli darbesine direnmek mümkün değildir 🙂
Gerçeği kara bulutlarla örtülüp, varlığı inkar edilmeye cüret edilse bile, yine bir gün olur o bulutlar yırtılarak gerçeğin güneşi doğar. Güçlüklerle kazanılan bir şeyin değeri daha da çok bilinir…
0 Comments