Korkunç bir gece – Çehov
İvan Petroviç Panihidin sarardı. Lambanın fitilini kıstı, heyecanlı bir sesle anlatmaya başladı… ”1883 yılı Noel gecesi, şimdi rahmetli olan bir arkadaşımın evinde geç vakte kadar...
İvan Petroviç Panihidin sarardı. Lambanın fitilini kıstı, heyecanlı bir sesle anlatmaya başladı… ”1883 yılı Noel gecesi, şimdi rahmetli olan bir arkadaşımın evinde geç vakte kadar...
Çiçekler bütün güçleriyle açmışlar, güneşin tadını haykırıyorlar. Çıldırtıcı kokuları anılarımı uyarıyor. Beni bu denli baştan çıkaran hoş kokular, ufacık arılara neler yapmaz? Çiçek sofrasına dalmış...
Kayaların üstüne denizin karşısına oturmuş, başı ellerinin arasında derin derin düşüncelere dalmıştı yine… Her zaman olduğu gibi, karşı kıyıdan gelen rüzgarlarda memleketinin kokusunu duymaya çalışıyordu....
Geç olmuştu ve kafede, ağaç yapraklarının elektrik ışığındaki gölgesi altında oturan yaşlı adam hariç hiç kimse kalmamıştı. Gündüzleri sokak toz içinde olur, ama geceleri çiğ...
Orta halli, ailesini senede bin ikiyüz rubleyle geçindiren ve halinden çok hoşnut olan İvan Dimitriç akşam yemeğinden sonra kanepeye oturmuş gazete okuyordu. Karısı masayı temizleyerek,...
Yeni evli çift köy istasyonun peronunda yukarı aşağı geziniyordu. Erkek kolunu karısının beline dolamış, kadın kocasına sokulmuştu. İkisi de mutluydu. Ay bulutların arasında onlara bakarak...
Odadan iniltili sesler geliyor yine. Yatağın içinde tek kolumun üstüne doğrulup bekledim. Kulağım karşı odadaki tekrarlayan seslerde. Deliksiz uyumuş olmanın pişmanlığı ve kızgınlığıyla kalktım. O...
Ratip İvan Dimitriç Çerviakov, bir gece ikinci sıra koltuklardan birine oturmuş, dürbünüyle ”Kornevil Çanları’nı izliyordu. Çerviakov izliyor ve mutluluğun doruklarına ulaştığını duyumsuyordu. Derken birden bire…...
”Cehennem Nişanı”nda beş sandaldık. Güzel bir ocak akşamı. Hava lodos. Denize kırmızı rengin türlüsü yayılmış. Çok kaynamış ıhlamur rengindeki yayvan, geniş, ölü dalgalar. Sandallar ağır...
Kimse fark etmedi. Anlaşılan hiç etmiyorlar. Etseler de yanlış anlıyorlar. Hani ani duraklamalar vardır- bir sessizlik, bir boşluk- ve sonra birisi çıkıp şöyle der: Melaike...