Fasa Fiso – Teoman


3

“Aşk kırıntısıyla doymaktansa tek başıma, aç kalırım bu dünyada”

Rock müziğini pek sevdiğimi söyleyemem. Arada bir dinlerim, ama çok çabuk sıkılırım. Dinlememi sağlayan ve sıkılmamı engelleyen şarkıların sözleridir. Sözler yüreğime dokunursa, kendimi kaptırırım ve ruhuma ilaç gibi gelir 🙂

Ama öyle saatlerce oturup rock müziği dinlemek, konserlere gidip çılgınlar gibi çığılık atarak, eğlenmek bana göre değil.

Hatta, para verseler bile o konserlere gitmem derim 🙂

Amaaa, Teoman’ın konserlerine koşa koşa gitmişliğim vardır 🙂

Onu oldum olası severim ve kendimce takip ederim. Sevmeye başlamamın ilk sebebi de şarkılarının sözleri elbette ki.

Şiir tadında yazılmış olmalarından ziyade, anlatılmak istenilen ve anlatılanların arkasındakiler beni düşündürmüş ve etkilemiştir her zaman. Konserlerine gitmemin sebebidir de budur belki de 🙂

Sahnedeki o çılgın hallerinin arkasındaki mutsuzluğu ve yalnızlığı, gözlerinden okuyunca da onu daha iyi anlayıp, daha çok sevdim galiba.

Fasa Fiso kitabı da onu biraz daha yakından tanımamı sağladı.

Doğuştan yalnızlığa ve mutsuzluğa mahküm edilmiş bir çocuk. Büyümemek için elinden geleni yapan, hatta tepinen bir çocuk 🙂

Kendini yoktan var eden, çocukluktan  itibaren çalışmaya, yaratmaya ve üretmeye programlanmış bir hayat.

Gerçeklerden kaçmak için sürekli çalışmak, çalışmadığı zamanlarda ise gerçekleri unutmak için alkole sarılmak.

“Olgun insanlar dünyasına hiç girmedim, girmeye de niyetim yok. Bunun yerine kendime bir hayal dünyası yaratmayı tercih ettim. Kimliğimi hayaller oluşturuyor. Gerçekler o kadar da güzel değil”. 

Çok zeki bir adam olduğu için de sürekli kendini sorgulayan, eleştiren ve hırpalayan bir adam. Hiçbir şeyin onu mutlu etmemesi, tatmin etmemesi de doğaldır. Çünkü mutsuz, gergin ve uyku problemleri yaşayan bir anne tarafından büyütülmüş. Onun da öyle olması ne yazık ki kaçınılmazdır 🙁

Belki de o yüzden de çok okuyan, araştıran, sürekli bir şeyler öğrenmek için çabalayan ve yaratan bir insan olmasına rağmen, huzura kavuşabilme şansı bulamamış 🙁

“Canım çok sıkılıyor. Müzik, hayatım, konserler, hiçbir şey doyurmuyor beni. Yapacak bir şey bulamamaktan korkuyorum”.

Kitap buyunca sık sık, “Sıkılmaktan korkuyorum” cümlesini tekrarlaması beni derinden etkiledi ve fazlasıyla üzdü.

Bence Teoman’ın tek ihtiyacı sevgi ve ilgi. Ama öyle hastalıklı, ya da çıkar üzerine kurulmuş bir ilgi ve sevgi değil. Saf, temiz.

Su gibi akan ve rüzgar gibi hafif hafif kendini hissettiren ve sonsuza kadar süreceğini öğreten bir sevgi. Böyle bir sevgiyi de ancak kızı ona verebilir. Ancak kızı ona sevmeyi ve sevilmeyi öğretebilir.

Okuyun derim 🙂

 

 


Like it? Share with your friends!

3
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir