Herkesin olduğu gibi, benim de korkulu rüyam Alzeimer’dir.
Kendimce bundan korunmak için birşeyler yapmaya çalışıyorum. Sürekli okuyorum, her gün yeni birşeyler öğrenmek, yeni beceriler geliştirmek için çaba sarf ediyorum.
Çünkü bildiğim kadarıyla eğitim beyni geliştiriyor. Tam olarak nasıl yaptığı bilinmese de, beyni geliştirdiğini bilim kabul ediyor.
Herkesin Alzeimer’e yakalanma ihtimali olduğunu biliyorum. Tıpkı herkesin kansere yakalanma ihtimali olduğu gibi Ya da herkesin kaza geçirme ihtimali olduğu gibi… Yani Alzeimer demokratik bir süreç 🙂
Bütün bilimsel araştırmalar eğitimsiz, ya da eğitim düzeyi düşük kişilerde bunama ve Alzeimer olasılığın daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Margit Blleker’e göre, ”Beyin bir kas gibidir ve her yaşta geliştirilebilir…”
Uzmanlar genetiğin bizi bir noktaya kadar götürdüğünü söylüyor. Zihinsel ve fiziksel faaliyetlerle, özellikle de zorluk derecesi aşamalı olarak artan faaliyetlerle uğraşmamızı tavsiye ediyor. Bunu yaparak, bilişsel rezervimizi artıracağımızı söylüyor.
Artı yapılan veya eklenen her faliyet için bunama riskin %12 azaldığını vurguluyorlar.
En iyi haber ise sinirsel esnekliğin ömür boyu olmasıymış ve hiçbir zaman beyin işlevimizi geliştiremeyecek kadar yaşlı olmamızmış 🙂
Bunun yanı sıra sağlıklı beslenme ve egzersizlerin de önemini vurguluyorlar.
Son yıllarda bilim adamları egzersizlerin kalp için olduğu kadar, beyin için de önemli olduğunu vurgulamaya başladı.
Tüm hücrelerimiz gibi, beyin hücrelerimizin de oksijene ihtiyaç duyduğunu söylerken, beynimizin dinlenme halindeyken oksijen’in %10’unu, zihinsel faaliyet sırasında %50’ye kadar bölümünü kulandığının altını çiziyorlar.
Yani kısacası: Rahat ettiğimiz bölgenin dışına çıkmamızı, beynimizi zorlamamızı ve bize zor gelecek şeyler bulmamızı tavsiye ediyorlar 🙂 🙂 🙂
0 Comments