Kitabı okumaya başlar başlamaz, ”Neden? Neden böylesiniz? Olanla yetinerek, aramadan, düşünmeden yaşanılsın diye yaratılmış bir dünyada geçinip, gidiyorsunuz… Bir ben miyim düşünen? Bir ben miyim yalnız?” diye haykıran kahramana yardım etme isteği uyanıyor içinizde 🙂
Bir adı bile olmayan C, çocukluğunda, babasıyla Zehra teyzesi arasında sıkışıp, kalmış çünkü…
En çok da babası yüzünden yaşadığı travmalar yüzünden yaşadığı travmalardan dolayı her şeye, ama özellikle de sevgiye olan inancı ve güveni yoktur 🙁
C de babası gibi sevgisizlik borcunu parayla ödemeyi dener, ama daha da mutsuz olur.
Her şeyi sorgulayıp irdelerken, ve herkesten farklı olmaktan da genelde memnunken, arada bir normal insanlar gibi yaşamayı da dener.
Ama çok çabuk sıkılır ve bunalır. Köşeye sıkıştıkça da kaçar veya içkiye sarılır.
Umutsuzluktan kurtulmak için kendini tamamen kaybedene kadar içer 🙁
Ama aramaktan hiç vazgeçmez…
Hayata tutunmasına sebep olacak, yaşanmış acı gerçeklere rağmen dayanma gücü verecek ve mutluluğu tattıracak gerçek sevgiyi bulacağı inancı onu ayakta tutar.
Sonunda bulur aradığını… Ama birileri yine ona ulaşmasını engeller 🙁
Çünkü yazarın da dediği gibi, ”İnsan bir şey yapmaya hep geç kalır zaten…”
Okuyun derim 🙂
0 Comments