Benim için bir kitabın ilk cümlesi ve son cümlesi çok önemlidir…
İlk cümle yeni bir dünyaya açılan gizemli bir pencere gibi olursa, o dünyanın içine seve seve girer ve orada olanları hisseder ve yaşarım 🙂
Son cümle ise yazarın bana kitabıyla sunduğu dünyadan alıp, yüreğimde saklayacağım ve üzerinde titreyeceğim bir armağandır 🙂
Yazarlar vardır…
Bazı kitapları ve içindeki kahramanların isimleri ve hikayeleri ile derin iz bırakırlar…
Yazarlar vardır…
İsmini, kitaplarını ve kahramanlarını unutursun 🙁 Ama asla unutamayacağın bir iki cümlesi vardır… Yol gösteren, çok şey öğreten, bazen derinden sarsan, yön değiştirmene sebep olan cümleler…
O cümlelere takılıp kalırsın bir süre… Neden, niçin sorularıyla kıvranıp, durursun. Sonra da yön değiştirip, yeni yolculuklara çıkarsın. Bir cümlenin peşinden gider, bir sürü dünyalar keşfedersin 🙂
Yazar vardır…
Kitabını okurken de, okuduktan sonra da sabun köpüğü misali iz bırakmadan uçar, geçip gider 🙁
Yazar vardır…
Yazdıklarından derlediğin kelimeleri ve cümleleri hep yanında taşırsın. Küçücük bir hazine misali…
Yazar vardır…
Onunla tanışmak, sohbet etmek, hatta ona dokunmak istersin 🙂 Gerçek olup, olmadığına inanabilmek için 🙂
Yazar vardır…
Onu görmek yerine hayal edip, yazdıklarından kendince keşfetmek istersin… Kafanda yarattığın haliyle sevmek için 🙂
Yazar vardır…
İlk cümlesiyle de, son cümlesiyle de insanı sinirlendirip, çıldırtır. Çünkü sadece kendisi için yazar.
Ben böyle bir yazarı anlamak ve onu sevmek için hiç çaba sarf etmem 🙁
Yazar vardır…
İlk cümlesiyle de, son cümlesiyle de, hatta yazdığı her kelimeyle kendini sevdirir ve peşinden sürükler 🙂
Çocukça bir hevesle her gün dünyayı keşfetmişçesine heyecanla gördüklerini ve hissettiklerini yazar.
Coşkusu ve mutluluğu bulaşıcıdır… Onu okuyan herkes kelimelerin ve cümlelerin büyüsüne kapılır 🙂
0 Comments