Genç bir keşiş, daha yaşlı keşişlerin her sabah ve akşam başrahibin odasına girdiklerini görür…
Başrahibin adı Mokurai’dir. Yani sessiz gökgürültüsü 🙂
Genç keşiş başrahibin, yaşlı rahiplere meditasyon konusunda özel bilgiler verdiğini düşünerek kıskançlık duyar 🙂
Bir sabah bütün cesaretini toplayıp, o da başrahibin odasına sızar.
” Sen gelme! Çok gençsin. Çık, çık!” der onu gören başrahib.
Çocuk ısrar edince, başrahib kabullenir. “Akşama gel” der.
Genç rahip, akşam Mokurai’nin kapısına gider, göngu üç kez çalar ve hücreye girer.
Başrahib ona sadece şunu söyler, “Alkışlayan iki elin sesini dinlemeyi biliyor musun? Tamam, şimdi söyle bakalım, alkışlayan tek bir el nasıl ses çıkartır? Bunun yanıtını bulduğun zaman gel”.
Çocuğun kafası karışır ve her gün değişik bir yanıtla öğretmeninin karşısına çıkar: Taşa düşen sıcak su damlasının sesidir, geyşanın şarkısıdır, çekirgenin ötüşüdür.
Hepsi değişik seslendir, ama hepsi de yanlıştır. Hiçbiri alkışlayan tek elin sesi değildir 🙁
Genç keşiş sıkılır, üzülür, umutsuzluğa kapılır 🙁
Istırabı bir yıl sürer.
Her gün bütün sesleri zihninden geçirir.
Sonunda bir sabah Mokurai’ye koşar ve ” Öğretmenim, buldum. Sesi olmayan sestir! Sessizliktir!” der 🙂
0 Comments