”Ben, bulaşıkçı kız. Ben, ortalık hizmetçisi. Ben, savaş tutsağı. Ben, çamaşırcı kız. Ben, karargah orospusu. Ben,aşırı makyajlı şişman ayyaş. Ben, kocasını aldatan çariçe” diye kendini anlatan Katerina Alekseyevna…
Çar Pedro’nun kendi elleriyle taç giydirip, imparatoriçe yaptığı kadın.
Hayata köle olarak başlayan bu köylü kızın hayat hikayesinden etkilenmemek imkansız…
16-17 yaşlarındayken satıldığı sahibinin tecavüzüne uğradığında, namusunu temizlemek için onu öldürür.
Ama daha sonra deliliğin sınırlarında yaşayan, kendi öz oğlunu bile öldürebilecek kadar korkunç bir adam olan Çar Büyük Pedro’ya ruhunu satar.
Çünkü tutkulu bir aşk gibi başlayan ilişkileri, zevk ve sefa içinde yüzmeye başladıklarında korkunç bir hal alır 🙁
İktidar hırsın ve tatminsizliğin sınırlarını aşıp, deliliğin bile ötesine geçen bir yaşam.
İşkencelerle, ölümlerle, haksız idamlarla ve aldatmalarla dolu bu yaşamın sonu her ikisi için de pek acıklı olmakla beraber, etkileyici…
Etkileyici, çünkü kendi oğlunu bile acımasızca öldüren bu adam, cephede askeri için canını bile ortaya koyabiliyor.
Kadın ise hiç okuma yazması olmadan kölelikten, Rus İmparatorluğun kaderini belirleyen bir konuma gelebiliyor.
Aşık olunmak için fazlasıyla korkunç bir adamla, amacına ulaşmak için her şeyi yapabilecek bir kadın.
Etkileyici ve düşündürücü bir birliktelik…
Anlamak için, okumak lazım diyorum 🙂
0 Comments