Yıl 1993. Türkiye’ye geleli 2.5 sene olmuş…
Marmara Üniversitesinde okuyorum. Geceleri Amerikan Hastanesi, Yoğun Bakımda çalışıyorum.
Tarih 23 Ocak. Okul sonrası yatıp, uyumuştum. Nöbete gitmek üzereyken, Uğur Mumcu cinayeti öğrendim ve büyük bir şok geçirdim.
Hayatımda ilk defa böyle bir şeye şahit oluyordum.( Şimdi, 25 sene sonra buna alıştım desem yeri midir acaba) 🙁
Morelim bozuk bir halde Yoğun Bakıma girdim.
“Hayrola, bu ne surat?” diye takıldı arkadaşlarım.
“Uğur Mumcu korkunç bir şekilde öldürülmüş. Çok üzüldüm. Aklım almıyor…” sözlerime birçok arkadaşım, haklısın anlamında başlarını salladılar.
” Hak etti canım! Her şeyi karıştırıp, çok konuşmasaydı. Fazla merak ve cesaret, insanı öldürürmüş…” diyen bir arkadaşıma hayretle bakakaldım.
” Ne diyorsun sen ya? Hiç kimse böyle bir ölümü hak etmez” diye çıkıştım.
“Sen daha yeni geldin Türkiye’ye. Bilmediğin çok şey var. Bu adam kaşındığı için öldürüldü. Kaşınmasaymış kardeşim!” dedi ve gayet neşeli bir şekilde çalışmaya devam etti.
“Sen insanlıktan nasibini almamış, örümcek beyinli bir yaratıksın” diye düşündüm, ama sustum.
Çünkü gece vardiyasının sorumlusuydu ve nöbetimi daha fazla zehir etmemesi için ona malzeme vermemeliydim 🙁
Aradan bir yıl geçti…
Yine gece nöbetindeyim ve yine aynı arkadaşla çalışıyorum.
“Bugün kitap fuarına gittik. Bak, neler aldım” diyerek, poşetteki kitapları çıkarmaya başladığında az daha dilimi yutuyordum.
Çünkü, bir iki romanın arasında Uğur Mumcu kitapları bana ağlayacakmış gibi bakıyordu 🙁
‘A, sen Uğur Mumcu’yu sever miydin?” deyiverdim.
Erkek arkadaşının ismini söyleyerek, “O onu çok seviyor. Ben de o yüzden aldım. Okuyabilir miyim bilemiyorum, ama aldım işte…” diye cevap verdi arkadaşım.
“Senin evrimin ne ileri, ne geri işliyor canım. Sen aynı yerde otlamaya mahkumsun ” diye düşündüm, ama ona hiçbir şey söylemeden, gülümsemekle yetindim.
Çünkü artık onun her anlamda ne kadar acımasız bir insan olduğunu öğrenmiştim.
Bugün, aradan bunca yıl geçtikten sonra onu yine Uğur Mumcu’yla birlikte hatırlamak ne acı 🙁
Hiç değişmediğinden, hiç gelişmediğinden, yani hiç evrimleşmediğinden eminim. Çünkü onun kalbı yok 🙁
Uğur Mumcu’ya gelince…
Onun o kadar kocaman bir kalbi vardı ki 🙂
Ölümünden bunca yıl sonra hala çok seviliyor ve sevilecek!
Yazdıkları ve yaptıkları ise sonsuza kadar bir çok insana ilham verecek 🙂
0 Comments