”Her ailenin kendine has sırları var. Yalandan daha sert sırlar. Ölümden bile derin. Ve bu sırlar aile üyeleri üzerinde asla bilemeyeceğimiz etkiler yaratıyor…” diyor Tami Hoag
Onu okumak gerçekten cesaret istiyormuş 🙂
New York Post boşuna ”Polisiyenin kraliçesi” dememiş…
Kitabın ilk satırından, son satırına kadar meraktan çatlatıyor, tahminler yürütmek için teşvik ediyor, arada korkudan köşeye sıkıştırıyor ve sonunda acayip şaşırtıyor insanı…
Kitaptaki cinayetleri kimin, nasıl ve niçin işlediğini size anlatacak değilim 🙂
Zaten sıradan cinayetler ve sıradan bir katil söz konusu olmadığını tahmin etmişinizdir…
Ama kitabı okursanız, çizilen katil profili sizi fazlasıyla şaşırtacak ve düşünmeye itecektir.
Bilindiği gibi seri katiller genelde çok zeki, mesleklerinde ve ilişkilerinde çok başarılı insanlardır. Takdir edilen, seven ve sevilen insanlar olmalarına rağmen, seri cinayet işlemekten ve bu cinayetlerin yarattığı etkiyi seyretmekten zevk alırlar 🙁
Adeta zekalarıyla herkese meydan okurlar…
Çünkü korkutucu bir yaratıcılıkla kurbanlarına işkence ederler, bir ayini yaşar ve yaşatırcasına cinayetlerini işlerler. Sonra da yaptıklarından hayranlık duyulmasını istercesine, tarzlarını yansıtan imzalarını atarlar.
Zekanın, yaratıcılığın ve acımasızlığın birleştiği noktada mantık bocalamaya başlıyor galiba…
O bocalayınca da gerçekler yer ve renk değiştiriyor… Ne dersiniz ?
0 Comments