Depresyondayım…
Hem de öyle böyle değil. Tam dibe vurmuş vaziyetteyim 🙁
Evimdeki, işimdeki ve toplumdaki gerçekleri kaldırmakta zorlanıyorum. Ya da kaldırmak istemiyorum.
Bugüne kadar anlamaya, çözmeye ve düzeltmeye uğraştığım şeylerle uğraşmak istemiyorum belki de…
Yoruldum, sıkıldım ve bunaldım 🙁
Depresyondayım…
Hem de öyle böyle değil. Dibe vurmanın bir adım ötesindeyim artık 🙁
Bu da yetmezmiş gibi, çevremdeki hiç kimse bunun farkında değil. Farkına varmak da istemiyor.
”Böyle gelmiş, böyle gitsin” diye tepiniyor.
Ben, ”Böyle gitmeyecek! Ben yokum! Gidiyorum!” diye bağırıyorum, ama duyan yok 🙁
Bugüne kadar alıştıkları gibi susmalarla, uyduruk yalanlarla ve acındırmalarla beni vazgeçireceklerini zannediyorlar.
Ben de artık derdimi anlatmak yerine, kendi başımın çaresine bakıyorum…
Çocukluğumdan beri en iyi bildiğim şeydir başımın çaresine bakmak 🙂
Ben zaten çocukluğumdan beri hep tek başıma atlattım bütün travmalarımı.
Bir de hemen hemen aynı yöntemle atlattım: Yazarak…
Yani kaldıramayacağım bir gerçekle karşılaşınca onu irdeler, süsler, püsler, yazardım. Yazdıkça da çözer ve çıkardığım dersleri de kar sayardım 🙂
Aslında ben daha 4-5 yaşlarındayken, bilinçsiz bir şekilde sanatın iyileştirme gücünü keşfetmişim…
Anneannem hastalandığında, annem babamın söylediği bir şeye ağladığında, bir köşeye oturur; çiçeklere, böceklere ve bulutlara bakarak hikayeler uydururdum.
O hikayelerde herkes mutlu mesut, bir arada yaşardı 🙂
Hikaye uydurmak benim hayatımda hep oldu. Son nefesime kadar da olacak!
Nefes alışımı kolaylaştıran, her şeye rağmen hayata tutunmama yardım eden hikayeler…
Bir de ben hikayeleri hayatımın her alanına sokmaya bayılıyorum 🙂
Resim serüvenim bile böyle başladı 🙂
Hikayesi olan resimler çizmek veya çizdiğim resmin hikayesini yazmaktır amacım…
Hikayelerin en çok uçustuğu ve yaratıldığı, hatta mutluluktan havalara uçurduğu yer sinemadır benim için 🙂 🙂 🙂
O sihirli dünyada dolaştığım zaman her şeyi, herkesi, kendimi bile unutuyorum!
O dünyada yaratılan ve yaratılabilecek her şey beni umutlandırır ve hayatın anlamını hatırlatır.
O anlama da depresyondayken bile sarılmam gerektiğini beynime ve yüreğime fısıldar…
Yaratmak, üretmek… Dünyanın en güzel ibadetine çalışmaya sığınmak…
Depresyondayım…
Hem de öyle böyle değil. Kafayı sıyırma noktasındayım…
Ama çaremi buldum 🙂 Bu defa bu durumdan ancak sinemanın büyülü dünyası beni kurtaracağını anladım 🙂
Bu yüzdendir ki ben, hemen hemen her gün bir filmin yazısını yazıyorum…
Yeni, eski, bütün filmlere saldırmış durumundayım 🙂
O filmlerin beni iyileştireceğine de inanıyorum üstelik 🙂
Tevsiye ederim!
Doktora gitmeden ve ilaç almadan iyileşme garantisi vardır diyorum 🙂 🙂 🙂
0 Comments