”Acaba cehennem nedir? Ve iddia ediyorum, cehennem sevememekten ötürü acı çekmektir”
Bu kitapt neredeyse benim öyküye olan aşkımı bitirecekti. Çok uzun zamandan beri oflaya puflaya, ite kaka bir öykü kitabı okumamıştım 🙁
Hiç beğenmedim demiyorum, ama yer yer sıkılarak okuduğum kesin.
Ben Salingerin romanlarını seviyorum, ama bu kitabın içindeki bazı öyküler roman tarzında yazılmış gibi. Onları okurken sık sık, ”Ee, tamam da ne olacak? Olacaksa bir an önce olsun” derken kendimi yakaladım.
Uzatıldıkça uzatıldığı için de yer yer hikayelerin ucunu kaçırdım. Ki bu benim başıma pek gelmez 🙁
”Muz balığı için mükemmel bir gün” ve ”Esme için- Sevgi ve şefkat” öyküleri çok beğendim. Ele alınan konuların anlatma biçimini sevdim.
”Muz balığı için mükemmel bir gün” öyküsünde olabilecekleri tahmin etmeme rağmen şaşırmak ve şok olmak hoşuma gitti.
”Esme için” öyküsünde ise Esme karakterinin anlatılma biçimine bayıldım. Hikayenin bitiş cümlesini çok sevdim: ”Gerçekten uykusu gelen bir adam düşün. Esme, bu adamın aklının tüm yet- tüm ye-te-nek-le-ri-nin yerinde kalması olasıdır her zaman”.
Diğer öyküleri sabırla okumaya çalıştım, ama sıkıldım.
Bu kitabı yirmi yıl arayla ikinci kez okuyorum. Her halde bir daha okumam 🙁
0 Comments