Öğrenmek – Ataol Behramoğlu


0

Hayatım öğrenmekle geçti. Kendimi bildim bileli öğreniyorum. Bundan şikayetçi miyim? Hayır.

Öğrenmek mi, öğretmek mi diye sorsalar, hiç duraksamaksızın, öğrenmek derim. Öğrenmenin nesini mi seviyorum? Sanırım her şeyinden çok sürecini. O süreç tıpkı aşkta olduğu gibi, bilinmezlikler, güçlükler, keşiflerle doludur. Fakat yine aşkta olduğu gibi heyecan vericidir. Sonrası mı? Sonrası da güzeldir kuşkusuz. Öğrendiğinizi uygular, tadını çıkarırsınız. Fakat her ikisinde de heyecan, merak, keşif, az çok alışkanlığa dönüşmüştür…

Bir şeyi öğrenmenin sonu var mıdır? Benim için pek olmadı. İlk gençlik yıllarımdan başlayarak yabancı diller öğrenmek bende bir tutku olmuştu. Bir başka dilde şiir, felsefe, roman okumak. Bu amaca ulaşmam çok zaman aldıysa da sonuçta, üstelik birkaç dilde başarabildim bunu.

Fakat üsteki soruya dönecek olursam, hiç birini tam olarak öğrenebildim diyemem. Ya da hala sürdürüyorum onları öğrenmeyi. Yorucu da olsa, heyecanın sürmesi belki de bununla ilgili. Yani öğrenmenin sürüyor olmasıyla. Aynı şey kendi dilimiz Türkçe konusunda da geçerli.

Sonu gelmez, ama hep heyecan verici bir öğrenme süreci…

Tutku duyduğum öğrenme alanlarından bir başkası müzik, bir öteki spor olmuştur. Her ikisinde de çok başarılı olamadım, ama elden geldiğinde öğrenmeye çalıştım, öğrenmeye çalışmayı sürdürüyorum…

Ortaokul yıllarımda çok değerli müzik öğretmenimizden keman dersleri aldım. Klasik Batı müziği türünde bir metod kitabı bitirdim. Nedense onu sürdürmeyip bağlamaya geçtim. Onda da uzun saplıyla kısa saplı arasında çok başarılı olamadım. Yine de türküleri özlediğimde, hiç değilse kendi kendime ya da yakın eş dost arasında bir şeyler çalabiliyorum…

Buna bu yaz Foça’da değerli komşumuz, mühendis, öğretim üyesi Dionisos kardeşimden öğrenmeye başladığım buzukiyi eklemeliyim. Bağlamanın ve kuşkusuz mandolinin etkisiyle, kısa zamanda bir şeyler çalabilmek heyecan vericiydi. Elden geldiğince sürdüreceğim…

Piyanoyla ilginç sayılabilecek ilişkimden de söz edeyim. O kocaman şey beni korkutmuş, tuşlar üzerinde iki elin aynı anda uçuşan parmaklarına ise hayranlık duymuşumdur. Sonunda hem ileri bir yaşımda öğrenmeye karar verdim. Ve evet, öğreniyorum. Yüzlerce kez tekrar etme pahasına, şimdilik pek de zor olmayan parçaların üstesinden gelebiliyorum. Hayata veda etmeden, parmaklarım henüz hareket ederken, tuşlardan bir Chopin sesi çıkarmaya kararlıyım…

Spora gelelim. Futbolu, çalım yapmayı, şut atmayı, top takibini hiç beceremedim. Ama uçmayı, kurtarışı sevdiğim için iyi bir kaleci olabilirdim. Ortaokul yıllarımda gözlük takınca bu hevesim birkaç denemeyle sona erdi. Yedek subaylıktaki Malazgirt sürgünümde yarım yamalak da olsa, kayak yapmayı zevk duyarak öğrendim. Ama sonrasında sürdüremedim.

İyi yüzerim. Birkaç yaz önce rüzgar sörfü öğrenmeye karar verdim ve düşe kala da olsa iyi kötü başardım.

Basketbol, voleybol, pinpon, hiçbirinde usta olamadıysam da sevdiğim sporlardır. Ve evet, boks! Dövmek ya da dövülmek için değil, fakat denge, dikkat, çeviklik, ileriye ve geriye hareket ustalığıyla, elden geldiğince öğrenmeye çalıştığım bir spor olmuştur. Bu sonuncusu doğal olarak dansı çağırıştırıyor…

Yaşamımın hiçbir döneminde kesintisiz dans etme şansım olmadı. Bu nedenle de bizim bazı halk danslarımızın yanı sıra sirtaki, vals ve tango çalıştım, ama pratik yapılmayınca öğrenmeleriyle unutulmaları bir oluyor.

Müzik ve sporun birlikteliği olarak dans etmek, harika bir şeydir!

”Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var” şiirim öğrendiklerimin özeti gibi, fakat öğretse (didaktik) bir şiir değil, bir heyecan şiiridir.

Başa dönerek söyleyecek olursam, öğrenmek, tıpkı aşk gibi, bir heyecan işidir…

*** Ataol Behramoğlu bu yazıyı 1Kasım 2020′ de yazmış. Kendisi 78 yaşında.

Ben bu satırları okurken ona bir kez daha hayran oldum. Bazı satırlarda kendimi buldum. Hayatımın sonuna kadar öğrenmenin peşinde koşmaya ne kadar doğru ve güzel bir şey olduğunu bir kez daha anladım 🙂

O muhteşem şiirine gelince, onu buraya sıkıştırmak yerine, şiir sayfamda paylaşacağım…

Okuyun derim 🙂


Like it? Share with your friends!

0
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir