Beni bilen bilir. Magazinle pek aram yoktur. Ama bulunduğum ortamlarda açılmış olan televizyonlardan, okuduğum bazı gazetelerin eklerinden ve sosyal medya platformunda gözüme sokulan haberlerden dolayı, kendimce bir fikrim vardır 🙂
Son günlerde Instagramı ne zaman açsam, karşıma sürekli konuşan, çok konuşan ve boş konuşan kişiler gözüme batıyor, söyledikleri kulağımı tırmalıyor. Özellikle de Seren Serengil hanımefendi…
Suratına bakıyorum, konuştuklarına bakıyorum ve şu cümleyi kurmadan edemiyorum: ”Seren Serengil hangi ara Melek mertebesine ulaştı? Hangi ara ilişkiler konusunda ordinaryüs profesör oldu?”
Benim bir şeyler kaçırdığım kesin. Tekrar suratına ve konuştularına bakıyorum. Şaşkınlığım arttıkça artıyor…
Yahu bu arkadaş hangi ara birkaç üniversite bitirdi, masterler yaptı ki kendini her konuda bilirkişi gibi görüp, ahkam kesip büyük büyük konuşuyor? Üstelik kendi kendini rezil ettiğini farkına varamayacak kadar da kendini kaptırmış bu işe.
Düne kadar kameralar karşısında salya sümük ağlayan, gazetelerde çarşaf çarşaf yaptığı hataların dükümünü önümüze seren başka bir Seren Serengil miydi? Sadece kendisinin değil, annesinin de konuşmaları hepimizi bunaltmadı mı?
Ne ara dünyanın en düzgün, en akıllı ve hatasız kulu oldu?
İşin en komik kısmı da kendi geçmişini unutup; birilerini cahil, seviyesiz, ahlaksız v.s.diye etiketlemeye, yargılamaya kalkması.
Çok pardon da kendisi bugüne kadar ne yapmış, ne üretmiş? Ben hatırlamıyorum. Demek ki iz bırakacak şeyler yapmamış. Yaptıysa da özel hayatındaki saçmalıkları, yaptıklarını unutturmuş.
Ama onun en çok eleştirdiği, yerden yere vurduğu ve çamur attığı kişiye bakınca, ben çok farklı bir şey görüyorum…
Hayatta her şeyle tek başına mücadele etmeye çalışan, kendini geliştirmeye çalışan; hatalarıyla yüzleşen ve hatalarından ders çıkaran, çalışkan ve güçlü bir kadındır Gülben Ergen.
Hayat düşe kalka yaşamak, hata yapa yapa öğrenmek değil midir zaten?
Bana göre Gülben Ergen öğrendikçe daha az ve öz konuşuyor, daha çok üretmek ve yaratmak için çırpınıyor.
Bana göre öyle. En azından sosyal medyada gördüklerim bunlar.
Seren serengil veya hayranları, ”Ağzı olan konuşuyor” diyebilir bana. Maalesef öyle.
Seren Serengil kendi kanalından herkese ayar çekip, akıl verebiliyorsa, ben de kendi mütevazi köşemden kendisiyle ilgili düşüncelerimi yazabilirim. Hatta birazcık ona özenerek 🙂 akıl bile verebilirim…
Ara sıra biraz susun. Sessizlik içinde bir süre kendinizle baş başa kalın. Sustuğunuz zaman, beyniniz ve yüreğiniz konuşmaya başlayacak. Beyninizi ve yüreğinizi dinlemeyi öğrenin. Bir de daha çok kitap okuyun. Hem de harbiden okuyun ve kaliteli kitaplar okuyun. Dünyanız daha çok zenginleşecek ve daha iyi bir insan olacaksınız.
Galiba Gülben Ergen öyle yapıyor. Sayenizde onu merak ettim, Twitter profilini inceledim, internette birazcık araştırma yaptım ve bu sonuca vardım 🙂
0 Comments