Ortaçağ efsanesi


0

Bu efsanede, Fransa’nın bir vilayetindeki manastırın ana binasına şeytanın yerleştiğinden bahsedilir.

Şeytan rahipleri korkutmaya başlar. her gece köpek gibi havlayarak ve koyun gibi meleyerek, dua edenleri korkutup kaçırır ve bundan çok memnundur. Manastır bu nedenle uzun süre boş kalır.

Vilayete yaşlı, akıllı ve iyiliksever bir pistopos gelir. Şeytanın yaptıklarını duyunca, ”Oraya gidip, geceyi orada geçireceğim” der.

Korkmuş insanlar kendisini bu fikirden vazgeçirmek ister. Manastıra gidenlerin korkudan hastalandığını, hatta öldüğünü söylerler. Fakar piskopos bunlara kulak asmaz ve manastıra giderek, bomboş binada gece yalnız kalır.

Efsaneye göre, gece saat onikide piskopos korkunç çığlıklar, gıcırtılar, uluma ve bağırış seslerine uyanarak, sorar:”Bu sen misin şeytan?”

”Evet benim” diye cevap alır.

”Anlatılanlara bakılırsa, Tanrı’nın iktidarını sonlandırmak isteyen şeytanın ta kendisi, öyle mi?”

”Evet, o benim!” Şeytan gururla tekrarlar.

Piskopos gülerek, şunları söyler:” Hiç utanmıyor musun? Bir zamanlar dünya üzerindeki hakimiyeti Tanrı’nın elinden almaya çalışıyordun, şimdi geldiğin noktaya bak. Geceleri bomboş evlerde domuz gibi ciyaklıyor, köpek gibi havlıyorsun. İyiliksever insanları uyutmuyorsun. Sen nasıl bir Tanrı düşmanı olabilsin?”

Şeytan bu sözleri duyunca çok utanır ve aptalca davranmaktan vazgeçer…


Like it? Share with your friends!

0
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir