Kuşlar da gitti – Yaşar Kemal


0

“Önümde İstanbul şehrinin acımasızlığının, yitmişliğinin; kendi kendini, insanlığını unutmuşluğunun, çok şeyler yitirmişliğin bir anıtı, yüzlerce kuş başından dikilmiş bir anıtı duruyordu…”

1978 yılında, şiirsel bir dille yazılan bir öykü.

Bence roman değil, uzun öykü ?

Okurken kendi kendime gülümsedim…

1970’li yılların İstanbul’unu ele alan Yaşar Kemal’in, eskiye nazaran kaybolan değerlerin altını çizerken, benim acı acı gülümsemem doğal ?

Ama bugünkü İstanbul’un haliyle kıyasladığımda, o yıllar bana cennet gibiymiş hissini uyandırdı ?

Çünkü bugün İstanbul’da tek tük kuş bile bulmak çok zor artık ?

Hele hele iyi bir insanla karşılaşmak, mucize gibi bir şey ?

Neyse, ben Yaşar Kemal’in kuşlarına döneyim…

Okurken Florya’dan başlayarak, kuşların uğradığı her İstanbul semptini  dolaştım.

Kuşları yakalamaya çalışan çocukların neler hissettiğini, kuşların sayesinde hayata tutunmak için nasıl çırpındığını gördüm.

En çok Dolapdere’nin renkliliğinin ve Taksim’in kargaşasının üstünde düşündüm galiba ?

Ve insanlar… İstanbul’ın insanları…

İlk önce ve en çok bedel ödemeye mahküm mudurlar diye düşünmeden edemedim.

“Sıkışmışlar, yumulmuşlar kendi karanlıklarına. Binmişler birbirlerinin sırtlarına, birbirlerinin karanlıklarına gidiyorlar kıyamete…”

Kendilerini o kendi küçücük dünyalarına öyle bir kaptırmışlar ki, kuşların ne zaman, nasıl ve niçin küsüp gittiklerini fark etmemişler ?

Öysa küşlar küsüp gidince, deniz de küsmüş ?

O ” çirkin beton apartmanlara” saklanan insanların bunu fark etmesinin de bir anlamı kalmamıştır zaten ?

Beni en çok etkileyen bölüm, Taksim meydanında kuşları bekleyen Süleyman adındaki çocuğun gözleri hep mavi boyalı köfteci arabasına kayması…

O bölüm bir film karesi gibi beynime ve yüreğime kazındı ?

Kitapta en çok sevdiğim cümle ise, balıkçının şu sözleri oldu, ” Bizim işimiz de bu! Balıklara destan söylemek!”?

 

 

 


Like it? Share with your friends!

0
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir