Bu kitabı bir psikiyatriste fazlasıyla ihtiyacım olduğu bir dönemde keşfettim…
Şubat 2008’de annemin ölümünden sonra hayatım darma duman olmuş, depresyona girmiş ve toparlanmak için çaresizce çırpınıyordum.
Öylesine başı boş dolaştığım bir günde, Bursa’daki bir kitapçı dükkanına girer girmez bu kitap beni mıgnatıs gibi kendine çekmişti.
Hemen okumaya başladım. Okudukça göğüsümdeki baskı hafiflemiş, okudukça nefesim açılmış ve kendimi iyileştirmenin ipuçlarını bulmuştum. Sonra bu kitabı unuttum ve başka kitaplarla, yeni ve daha farklı şifa yollarını araştırıp buldum 🙂
Bir ay önce bir arkadaşım, Gülseren Budayıcıoğlu’nun bütün kitaplarını alıp, okuduğunu söyleyince bir an geçmişe yolculuk yaptım. Sonra kitaplığımdaki bu kitabı bulup, tekrar okumaya karar verdim.
Bu okumada tedavi yöntemlerinin üzerinde değil de, daha çok anlatılan hasta hikayelerinin üzerinde durdum ve çokça düşündüm.
Sağlık, huzur, aile, sevgi, güven, aşk gibi kavramların genelde hayatımızı ne kadar çok güzelleştirdiğini, ama bazen de çıkmaz bir sokağa sıkıştırıp, adeta cehenneme çevirdiğini hatırladım. Ve bazen insanları anlamanın ne kadar zor, hatta imkansız olduğunu…
Bu okumada da beni en çok etkileyen bir anne-çocuk hikayesi oldu. Yine tıkanıp, kaldım 🙁
Bir çocuk düşünün, ruhu paramparça olmuş. Öz annesi için şu cümleyi kuruyor: ”Annem ruhu karanlık bir kadındı. Onu sevmek kolay değildi”.
Böyle bir anne nasıl sevilebilir diye düşünmeden edemedim. Öyle bir anne ki, son nefesini bile verirken, çocuğunun canını acıtıyor: ”Pis uğursuz, senin yüzünden ölüyorum. Öbür tarafta iki elim yakanda olacak. Bunlar yanında kar kalacak sanma sakın…”
Bir insan, bir anne son nefesini verirken böyle bir cümle nasıl kurabiliyor. Anlamak imkansız 🙁
Kitaptaki bütün hikayeler, peşinden yeni hikayeler sürükleyecek tipten. Beni birkaç cümle öykü yazmaya kışkırtı bile. Mesela:
= ”O büyük bir adamdı. Doğdu, çalıştı, kazandı, başardı ve öldü”
=”Beni artık dövmüyor bile”
=”Evin hüznü üstüme çöktü”
Okumadıysanız, mutlaka okuyun. Okuduysanız da tekrar okuyun derim 🙂
Gülseren Budayıcıoğlu, ”Psikiyarti bilimi, uygulamada bir çeşit sanat olduğunu ispatlayan bir doktor ve yazar”.
0 Comments