Tutunamayanlar Oğuz Atay


0

İnsanı yoran, hem de çok yoran bir kitap… O yüzden ben çok sevdim 🙂

Hayatın anlamını, insanları, ilişkileri, her şeyi sorgulamaya itiyor insanı… Ve düşünmek…

Her ne kadar düşünmek hayatı karmaşık bir biçime soksa da düşünmeli diyor adeta her satır 🙂

Arada biraz yalnız kalıp, kendimizi karşımıza alarak öğüt vermeli…

Bazen de ”düşüncelerin, iz bırakmadan dağılmasını beklemeli…”

”Eller boşta kalıyor, tutunamıyorlar toprağa.

Anlatamıyorlar anlatılamayanı…”

 

Bir kez değil, birkaç kez okunması gereken bir kitap…

Düşünen ve sorgulayan insan simgesi Selim’in neden tutunamadığını anlayabilmek için…

Acaba ona her şeyin öğrenilerek yaşanacağını öğrettikleri ve yaşanırken öğrenileceğini öğretmedikleri için mi intihar etti?

Ya da bulanık hayaller peşinde koşarken, onu kendinden başka türlü insan yapmaya çalıştıkları için mi?

Kendini değil başkalarına anlatmaya çalışmaktan, kendini kendine bile açıklamaya korkan insan, hayata nasıl tutunabilir ki 🙁

Kendine söz geçiremeyen insan kelimelerin yalnızlığına sığınabilir ancak…

”Kelimeler, Yalnızlığı unutturdu ve Yalnızlık, kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde. Kelimeler Yalnızlığı anlattı ve Yalnızlığın içinde eriyip, kayboldu. Yalnız kelimeler acıyı dindirdi ve Kelimeler insanın aklına geldikçe, Yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu…”

Yalnızlıkla birlikte sessizlik gelip, yerleşir insanın yüreğine. Sessizliğin peşinden de korku koşa koşa gelir 🙁

Öyle anlarda uyumak istemez insan. Çünkü uykuda değişmekten korkar…

Diyorum ki, hayatı boyunca normal bir insan olmaya çalışan, kendini ararken kimsenin yaşantısını beğenmeyen ve kendine de uygun bir yaşantı bulamayan Selim’in hikayesini mutlaka okuyun 🙂 🙂 🙂


Like it? Share with your friends!

0
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir