Büyük resim


0

“Mucizeler, onları beklemeyi bıraktığında olur…

Hayatın senin için ne planı olduğunu bilemezsin. Hangi sokağa neden girdiğini, kalbinin neden kırıldığını, raftan bir kitabı neden aldığını…” diyor yazar ve bu kitabıyla bizi, kendi hayatımızı sorgulamamıza davet ediyor.

Aslında sorgulamaktan ziyade, kendimizi keşfetme yolculuğuna itiyor ?

Zaten yaptığımız en büyük hata da bu değil mi ?

Sürekli sorular soruyoruz ve bizim istediğimiz şekilde cevaplanmasını bekliyoruz.

Oysa hayat bize farkli şekilde cevaplar veriyor…

Bazen bir şarkıyla, bazen bir kitapla. Bazense yanımızdan geçen, hiç tanımadığımız birini bizim için görevlendiriyor ?

Yazın da dediği gibi, “cevaplar her yerde”.

Yeter ki biz, görmek ve duymak isteyelim.

Ama o sabırsızlığımız var ya, o sabırsızlığımız…

Gözlerimizi karartan ve kulaklarımızı tıkayan, bazen de kendi kendimizi fazlasıyla mutsuz ettiğimiz o aceleciliğimiz ?

Oysa, ” Bazı şeyleri vakti gelene kadar beklemek lazım. Bu ister çizilecek bir resim olsun, ister söylenecek bir söz. Eğer düşünüp duruyorsan, kendini zorluyorsan o şeyin vakti gelmemiş demektir. Vakti geleninde önünde kimse duramaz. Kalem çizer, sözler ağızdan çıkar” diyor yazar.

Ne kadar doğru değil mi ??

Onun da altını çizdiği gibi, doğada en çok insanoğlu direniyor sisteme…

Ayrıca biz sadece direnmiyoruz, oturup günlerce, bazen aylarca kara kara düşünüyoruz; isyan ediyoruz; sorgularken suçluyoruz, teslim olmamak ve kabullenmemek için de tepindikçe tepiniyoruz ?

Ama, ” yağmur yağmadan önce düşünmez. Koşullar oluştuğu zaman bırakır kendini toprağa. Topraktaki Gül, açsam mı, açmasam mı diye düşünmez. Mevsimi geldiğinde açar, solar, sonra yeniden… Yani olanın olmasına izin verir…”

Güzel bir kitap ? Okuyun derim ?

 

 


Like it? Share with your friends!

0
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir