40 yıl sonra kendimi hatırladım. Hatırlamanın ötesinde, resmen merak ettim…
Ne halde olduğumu, ne yaptığımı görebilmek için kendi evimin kapısını çaldım.
Biraz beklemek zorunda kaldım. Kapı açıldığında ise çok şaşırdım. Yorgun bir beden ve yaşlanmış gözlerle karşılaştım.
Söyleyecek bir şey bulamadım…
Çok şükür yaşıyorum demek istedim, ama kelimeler elimden kaydı, saklanıp, kayboldu.
Dağılmış saçlarımı düzeltmek istedim, ama elimi uzatınca başım döndü…
Uykusuzluktan olduğunu düşünerek kendimi rahatlatmaya çalıştım.
Girip, salondaki koltuğa oturdum.
Etrafıma baktığımda kendi evimde ve kendi hayatımda kendimi davetsiz bir misafir gibi hissettim…
Beni hatırlatan, beni bana anlatan bir şeyler bulurum umuduyla evin her köşesini didik didik aradım, ama bulamadım…
Nefesim daraldı, yüreğim çaresizce çırpınmaya başladı. Koşarak dışarı çıktım.
Bulduğum kişi ben olmadığıma karar verdim ve yepyeni bir ben, yepyeni bir hayat yaratmaya koyuldum…
0 Comments