Bu sabah kahvemi içerken kafamı dağıtmak için kitaplarımı karıştırırken, karşıma Ahmet Haşim’in 1928’de yazmış olduğu şu fıkra karşıma çıktı…
”Nerden geldiği ve nasıl başladığı meçhul bir kürk modası, İstanbul’un hemen bütün kadın tabakalarına yayıldı.
Bu moda dedelerimizin ve ninelerimizin bildiğimiz kürkünü çevirip sırta geçirmek ve kurt veya goril gibi, iri cüsseli bir hayvana benzemek tuhaflığından ibarettir.
Bu moda o kadar yayılmış ki, şimdi kastor mantosu olmayan hanımın, hiç olmazsa kedi veya fare derisinden bir kürkü olması gerekiyor.
Tırnaklarını uzatıp sivrilten ve vücudunu baştan başa tüylü göstermek isteyen kadın, belli ki insandan başka bir hayvana benzemeye çalışıyor. Kadınlarda bu insan şeklinden uzaklaşma meylinin sebepleri ne olsa gerek?”
Yazı ne güzel bir sihirdir diye düşünerek, önce güldüm, sonra da satır aralarına daldım. 92 yıl önce yazılmış olan bu fıkranın penceresinden, günümüzün kadınlarına baktım…
Gerçi kadın her devirde kadındır, ama günümüzde bazı konularda kendini fazlasıyla aşmış durumda.
”Kurt veya goril gibi iri cüsseli bir hayvana benzemek” cümlesini tekrar okuyunca, toplumumuzdaki bazı kadınlar önüme dikildi 🙂
Dünyanın en pahalı kürklerine sahip olmak için ne kadar para ödediklerini ballandıra ballandıra anlatıp, kimsenin onları eleştiremeyeceğini haykıran kadınlar. Daha güzel ve farklı görünmek konusundaki sınırsızlıklarıyla hava atarak mutlu olmaya, tatmin olmaya çalışan kadınlar…
Günümüzde belki de kadınlar yerine, insanlar demek daha doğru. Çünkü bir çok erkek bu konuda kadınlardan aşağı kalmıyor. Ya da yazarın deyimiyle, ”İnsandan başka bir hayvana benzemek için uğraşan” varlıklar mı demeliyiz.
Fıkra, ”İnsan şeklinden uzaklaşma meylinin sebepleri ne olsa gerek?” sorusuyla bitiyor.
”Düşün de bul bakalım” der gibi 🙂
Benim gibi kürk giymeyenler bu soruyu çokça sorup düşünüyor da, kendini bu hale sokan varlıklar neden bunu hiç düşünmüyor acaba 🙁
Düşünmek çok kolay ve bedava olduğu için mi 🙂
0 Comments