“Gözlerim ressam oldu senin güzelliğine,
Kalbimin levhasına nakşetti görüntünü…”
“Bütün dünya bir sahnedir” sözünün anlamını ve güzelliğini hatırlamak için tekrara tekrar Sakespeare’nin eserlerini okumak şarttır bence. Hele hele sonelerini ?
Onun iç dünyasını anlatan, yansıtan soneleri her okuduğumda başka başka şeyler hissediyorum, onu tanımanın ve anlamanın ne kadar zor, hatta imkansız olduğunu düşünüyorum ?
16’ncı yüzyılın sonlarına doğru yazılmış olan bu soneleri çözmeye ve anlamaya çalışılmasına rağmen, bugün hala acaba ne kadarını doğru anlayabildik diye düşünmeden edemiyoruz ?
Sonelerin genel konusu sevgi olunca ve işin içinde iki erkek bir kadın da girince kafalarının karışmamasına imkan yok zaten…
Sevginin bütün hallerine yer verilince de, yanlış yorumlara da yol açabiliyor ?
Asırlardır bu sonelerin genç sarışın sevgiliye mi yazıldı, esmer bir kadına mı; oğluna mı yazıldı diye tartışılıyor.
Bunun çözülmesine imkan yok. Gerek de yok bence.
Shakespeare, kendi yüreğindeki sahnesinde olup bitenleri yazmış ve muhteşem de bir şey ortaya çıkmış ?
Sevgi söz konusu olunca insan susmalı, hissedebildiği ölçüde anlamaya çalışmalı bence ?
“Sessiz aşk ne yazmışsa onu oku ve öğren,
Aşkın ince aklıdır gözlerle duyup, bilen…”
Ben en çok 99’uncu soneyi severim…
Bazen benim için yazıldığını düşünerek, kendimi kandırırım ve mutlu olurum ??
Herkes kendi yüreğindeki sahnesinde özgür olmalı? Değil mi ??
“Erken açan menekşeyi payladım şöyle diyerek:
“Tatlı hırsız, neden çaldın o güzel kokuyu öyle,
Aşkımın soluğundan mı? Çekip, almış olsan gerek.
Yumuşak yanağındaki o allığı, görkemiyle,
Sevgilimin damarından, arsızca, çekinmeyerek”.
Beyaz zambak benden zılgıt yedi eli senden diye,
Fesleğen de, koncasını senden çalmış ya, ondan.
Güller, dikenler üstünde kapılmıştı ürpertiye:
Biri alı al utançtan, öteki apak kahrından;
Aşırdıklarına bir de senden soluk eklemişti,
Büyümüş böbürlenmiş de,bu soygundan cezalanmış,
Bir solucan öç alarak onu öldürüp, yemişti.
Bildiğim bunca çiçek var, her birinde gördüm şunu:
Ya rengini senden çalmış, ya da canım kokusunu.”
0 Comments