Virginia Woolf’tan yazarlık dersleri – Danell Jones


1

”Benim için en büyük mutluluk yazmak. Ben mutluluğun en büyüğünü karakter yaratıp, sahneler tasavvur ederken yaşıyorum, kendimi kaptırarak yazarken dünya bir anda benim için yaşanması çok keyifli bie yere dönüşüyor”

Danell Jones, yıllarca Virginia Woolf’un yazılarını inceleyip, birazcık da hayalinde kurgulayıp, oluşturduğu bir kitap.

Ben de okurken, Virginia Woolf’un karşımda oturduğunu hayal ettim ve söylediği her kelimeyi beynime kazıdım 🙂

Bazı yazarlar kendini daha ilk satırda veya ilk sayfada sevdirir, bazı yazarlar ise yavaş yavaş kendine doğru çeker okuru. Çekerken de ufak tefek engeller koyar. Beni anlamak için biraz terle, biraz çalış dercesine 🙂

Ben o yüzden Virginia Woolf’un yazdığı her şeyi yavaş yavaş ve tekrar tekrar okumayı tercih ediyorum. Çünkü her okuduğumda daha iyi anlıyorum, her okuduğumda yeni bir şeyler öğreniyorum ve onu daha çok seviyorum.

Bu kitapta yazı yazmak isteyen, yazısını geliştirmek isteyen herkes için güzel tavsiyeler ve bilgiler var. Danell Jones, yedi başlık altında çok güzel örneklerle ve bol bol alıştırma önerileriyle, nasıl çalışılmasına dair adeta bir rehber oluşturmuş. Elbette ki, bütün bunları oturup, ders çalışır gibi uygulayan herkes yazar olabilir demiyor. O sadece, ”Bu notların asıl amacı, bir yazar olarak gözlem gücünüzü arttırmak, kulağınızı hassaslaştırmak ve zihninizi yazmak için hazırlamaktır” diyor ve gerisi kendiliğinden gelebileceğini ima ediyor 🙂

Başlıklara gelince…

Yazma alışkanlığı kazanmak

Günlük tutmak, her gün ama her gün yazmak. Yazdıklarını sansürlemeden, kelimelerle özgürce oynayarak, sadece yazmak.

Çalışmak

Bir program yapıp, düzenli ve ödün vermeden çalışmak. Yani yazmak.

Üretmek

”Tam olarak ne düşünüyorsanız onu yazın, akla gelen her zerreyi sırayla kaydedin. Her gün yazın, özgürce yazın, ama başkalarının iyi yazmaya dair fikirlerini benimseyip ona göre yazmak en alçakça ihanettir. Kendiniz olmak her şeyden daha mühimdir” diyor Virginiz Woolf.

Bu konuda verilen örnekler arasında ben en çok Shakespeare ile ilgili tavsiyeyi sevdim. ”Shakespeare’i örnek alın. Her şey için onu okuyun. Işık saçan yazısını, akıcılığı, kelimelerle nüfus eden gücü ve hepsinden çok da aklına gelenleri hiç zorlanmadan, harikulade bir şekilde bir araya getirişini görmek için…”

Yürümek

Woolf, yürümenin kendisi için üretme zamanı, hatta üretim sürecinin en hayati parçası olduğunu söyler ve bunu herkese tavsiye eder.

Okumak

Ben galiba en çok bu bölümü sevdim 🙂 Şunu okuyun, şunu okumayın diyerek ukalalık yapan ve saçma sapan okuma tavsiyeleri veren birilerine sinir olduğum içindir belki de 🙂

Bakın bu konuda Virginiz Woolf ne diyor, ”Bir insanın başka bir insana okumakla ilgili verebileceği tek tavsiye, hiçbir tavsiyeye kulak vermemesi gerektiğidir. Özgürlük, bir okurun sahip olabileceği en önemli niteliktir”.

Tabii bütün klasiklerin okunması şart olduğunu vurguluyor, ama sadece iyi kitaplar okumakla da kendinizi sınırlandırmayın. Edebiyat sevgisi iyi kitaplar değil, kötü kitaplar sayesinde kazanılır çoğunlukla” diye de ekliyor.

Yayımlamak

Bu konuda hiç, ama hiç acele edilmemesi gerektiğini düşünüyor ve ”Gerçek ödül yazmanın kendisidir, tanımadığınız kişilerden gelen takdirler değil” diyor Woolf.

Şüphe duymak

Bu bölümde yazarken her kelimeyi tekrar tekrar tartıp, yazmak ve yazılanları tekrar tekrar okumak gerektiğini altını çiziyor yazar.

Kitapta daha bir sürü güzel tavsiye, öneriri ve örnek var. Yazı yazan, yazmayan herkese bu kitabı tavsiye ediyorum 🙂

Yazımı Virginia Woolf’un Shakespeare için kurduğu şu güzel cümlelerle noktalamak istiyorum: ” Shakespeare’i Shakespeare yapan neydi? İngiliz dilindeki her heceyle, her sesle neler yapabileceğini nasıl gösterdi? Çünkü kendini tüm karakterlerin yerine koyarak yazıyordu; lordlar ve katiller, kraliçeler ve halktan insanlar. Ona yazmayı öğreten bu karakterlerdi…”


Like it? Share with your friends!

1
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir