Nabile- samı Michael


0

Bu kitabı okuyup, bitirdiğimde göğsüme bir hançer saplandı sanki…

‘’Sözleri hafife almamak gerektiğini ve sözlerin silahların ölümcül zehirlerin ve tel örgülerin hammaddesi olduğunu’’ öğrendim 🙁

Nabile- aslında o sonu gelmeyen, belki de gelmemesi için çaba sarf edilen Filistin- İsrail savaş hattından gelen bir hikaye.

Bilindik bir hikaye gibi başlıyor, ama başlar başlamaz insanı iki tarafı ayıran yaşam ve ölüm savaşına sürükleyip, taraf tutmaya zorluyor. Oysa taraf tutmak çok zor 🙁

Çünkü bir tarafta beşikteki bebeğini alamadan, yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kalan bir anne var…

Nabile iki çocuk daha doğurur, ama bir ömür boyu ilk çocuğunu bulmak ve kavuşmak için çırpınan bir anne.

Kocasına ve savaşa rağmen bunu yapabilmek için bilmediği bir dili öğrenen ve aslında nefret etmesi gerektiği insanları anlamaya çalışan bir anne üstelik.

Diğer tarafta ise bir Yahudi gibi yetiştirilen genç ve başarılı bir adam bir gün aslında evlatlık olduğunu ve Yahudi değil, Arap olduğunu öğrenir…

Gerçeklerden kaçmak, yok saymak aşamasını geçince ve onu büyüten Yahudi annesini sevmekten, çok sevdiği hayatından ve Yahudi karısından vaz geçmeden, onu doğran annesine elini uzatır.

Onu tanımaya ve anlamaya çalışırken de sevmeye başlar 🙂

Bütün bunları yaparken de hiçbir engeli umursamaz 🙂

Kardeşleriyle arasında zor bir geçmişin uçurumu hiçe sayarak, karmaşık ve korkutucu gerçeklerin tam ortasında onlara yüreğini açar ve sevgilerini kazanır 🙂

Kazanmasına kazanır, ama o dünyada uzun vadeli mutluluklara yer yoktur…

Çünkü savaş kan kokusunu ve ölümün kokusunu sever 🙁 Savaş sevginin önünde diz çökmez, saygı duymaz :(Savaş sadece acının, üzüntünün gözyaşlarına saygı duyar 🙁

Kitabı okurken neden göğsüme hançer saplandığını bu yazımdan anlamadıysanız, alıp kitabı okuyun derim…


Like it? Share with your friends!

0
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir