Yavaşlık- Milan Kundera


0

”Konuşmak zamanı doldurmak değildir. Tersine, zamanı konuşma düzenler. Zamanı yöneten konuşmadır ve uyulması gereken yasaları da o koyar”

Bu roman çok karmaşık bir teknikle yazılmış. Kimileri roman bile saymayabilir.

Felsefe çerçevesinden bakarak, ama felsefe süzgecinden tam geçirmeden bi sürü konu ve düşünce ele alınmış. Sanki hayatın ta kendisi ameliyat masasına yatırılmış gibi 🙂

Üç ana karakteri (Pontevin, Vincent, Çek bilgin), hedonizm, varoluş, kimliksizlik, bilim, aşk, cinsellik, aldatmaca ve ölüm  konuları etrafında çok ustaca dans ettirerek; konuşma, meydan okuma, susma ve yavaşlık arasında tercih yapmaları için kışkırtmış. Hatta yer yer zorlamış bile 🙂 İşin içine Tanrı ve zorlama girince de, korku kavramıyla onları baş başa bırakmış.

Yazara göre, ”Korkunun kaynağı gelecektedir ve gelecekten kurtulmuş bir insan için korkulacak bir şey yoktur”.

Uzun uzun düşünmelerin ve uzun uzun susmaların güzelliğini vurgulayan bu romanı ben çok sevdim 🙂

Ama yavaşlıktan ve uzun susmadan bahsederken, yazıyı fazla uzatmamak lazım 🙂 O yüzden yazımı, varoluşla ilgili bir alıntıyla bitirmek istiyorum:

”Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Gözümüzün önüne en sıradan bir durum getirelim: Bir adam sokakta yürüyor. Birden bir şey anımsamak istiyor, ama anı uzaklaşıyor. O anda, kendiliğinden yürüyüşünü yavaşlatıyor. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan, hala çok yakında olan zamanda, sanki bulunduğu yerden hemen uzaklaşmak istiyormuş gibi elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır 🙁

Varoluşun matematiğinde bu deneyim iki temel denklem biçimine girer: Yavaşlığın derecesi anın yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın derecesi unutmanın yoğunluğuyla dordu orantılıdır” 🙂

Bence bu kitabı okumadıysanız, mutlaka okuyun 🙂 🙂 🙂


Like it? Share with your friends!

0
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir